61. dakikadaki gole kadar sahada futbol değil, tam bir kör dövüşü vardı. İki takım da organize atak yapamıyor, sürekli karşılıklı faullerle duran oyunda tempo da düşük kalıyordu... İlk yarıda bir tek bireysel olarak Joshua King'in direkten dönen vuruşu var. İkinci yarının başında da Trabzonspor'un girdiği ilk pozisyonda Visca'nın şutunda Altay'ın kurtarışı vardı. Sonra Crespo ikinci sarıdankırmızı kartı gördü ve bundankısa süre sonra daTrabzonspor skor avantajınıyakaladı. Ondan sonra da maç zaten koptu... Her hattıyla kötü oynayan, değişikliklerden de katkı alamayan ve kenardan da teknik adam tarafından çok kötü yönetilen Fenerbahçe tamamen dağıldı.
Trabzonspor öylesine rahat alanlar bulmaya başladı ki inanılmaz goller kaçmasa çok büyük bir fark olurdu. Trabzonspor disiplinlioyunu ile maçı üç puanla bitiripkendisi de dahil bütün takımlarıhizaya getirdi. Çok çalışan ve en sonunda da golünü atan Trezeguet bana göre sahanın en iyisiydi. Çünkü ilk golü atan Gomez'in yanı sıra Visca fizik açıdan yetersizdi. Bütün yük Trezeguet'de idi. Trabzonspor geri dörtlüsü de kusursuz oynadı. Gelelim Jesus'a... Bu kadar örnekler olmasına rağmen sarı kart gördükleri zaman ikinci sarı riskini her an taşıyan Crespo ve Batshuayi'yi devrede çıkarmadı. Hamleleri mutlaka 60'tansonra mı yapması gerekir her maç?
22 kişinin en kötüsü İrfan Can'ı 68 dakika sahada tuttu. Sezon başından beri Fenerbahçe'nin defans bloğunu çizgi halinde önde bırakma yanlışını eleştiriyorum. 1kişi eksik kalmışsınve skorda denge varken defans bloğunyine çizgi halinde önde yakalandıve skor dezavantajına düştün. Sonuçta taraflı tarafsız herkesin çok büyük teknik direktör diye sürekli övgüler yağdırdığı Jorge Jesus dünkü yenilginin birnumaralı sorumlusudur...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.