Dün gece seyir zevki üst düzey, yüksek tempolu ve 6 gollü bir maç izledik. Orta sahalar çabuk geçiliyor, takım savunmaları daha ağırlıklı Galatasaray olmak üzere ciddi arızalar gösteriyordu. Tabii madalyonun öbüryüzüne bakarsak maç çok zevkli geçtive gözlerimizin pasını sildi ama günümüz futbolunun ilkelerine zıt kutuptaydı.
Aslında Galatasaray'ın istediği bir ortam vardı. Hatayspor iyi futbol oynuyor, tempolu geliyor ama aşırı risk alıyordu. Bu kapalı savunmalar karşısında sıkıntı yaşayan Galatasaray, geçiş oyunları için avantaj sağlıyordu ve bundan da faydalandı. İki gol attı, bir penaltı kaçırdı,birçok pozisyonu da değerlendiremedi. En azından deplasmanda iki gol atmak da önemli. Ama takım savunması felaketti. Yanlış saymadıysam Hatay, attığı4 golün dışında 5 tane de net pozisyonharcadı. Teknik direktör Torrent tabii ki yeni geldi ve zamana ihtiyacı var. Ama işler kritik giderken öyle bir yanlış yaptı ki, adeta yenilgiyi hazırladı. Halil kötüoynuyordu, çıkardı. Kulübede santrforyok. O da olabilir ama Aytaç'ı oyuna alıp, üçlü defansa dönmek harakiri idi. Neden? Çünkü Alpaslan-Aytaç-Marcao uyumu olamazdı. Kenarlarda da Van Aanholt ile fizik olarak zayıf Boey nasıl geriyi kapatabileceklerdi? Nitekim bunun faturası ağır oldu. Hatay riskli oynadı, önemli de eksikleri vardı. Ama iki kere geriye düşüp bu maçı böyle kazanmasını takdir etmemek mümkün değil. Bana göre dün gecenin oyuncusu Hatayspor'un kalecisi Abdullah idi... Neden? 1.5 senedir oynamayan bir yedek kaleci olarak iki inanılmaz kurtarış yaptı, bir de penaltı çıkardı
Erkan Özdamar sezonun en iyi hakemlerinden biri ama genel yönetimi kötüydü. Penaltıda da Alpaslan'ı 2. sarıdan ihraç etmeyerek yalnız çok büyük bir hata değil bana göre ayrıca kendisini güven kaybına uğrattı. Bunu bildiği için de Kamara'yı atamadı.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.