Gençlerbirliği'nin takım presinin çok yetersiz olduğunu bildiğimden oyunun genelde nasıl şekilleneceği belliydi. Galatasaray ilk dakikadan itibaren oyunu karşı alana yıktı, çok rahat pas yaparak üçüncü bölgeye çok adamla geldiler ama yine üretkenlik sıkıntısı vardı. Halil'in devre sonundaki 18dışından güzel golüne kadar aklımda kalantek pozisyon, Babel'in arka direktebomboş kaçırdığı kafa vuruşuydu.G.Birliği iyi yerleşimli birtakım savunması uyguladı. Amaaşırı risk alacağını bildikleri Galatasaraykarşısında planladıklarıgeniş alan kontrataklarının hepsini berbatetmek için adeta uğraştılar. İkinci yarının başında Emre Akbaba'nın kaliteli ayak içi vuruşu ile gelen ikinci golle maç bitti, G.Birliği tamamen dağıldı. Galatasaray çabuk ataklarla 90 dakikanın sonuna kadar gol peşinde koştu. Kaçırılanlar olmasa büyük fark oluşabilirdi. Sonuçta Galatasaray hırslı, tempolu bir futbol sergiledi. Rakibini hiç oynatmadı.
İlk yarıda Babel bütün hücum aksiyonlarının içinde olan 1 numaralı isimdi.
Ben haftalar önce "Mostafa Mohamedbu işi bırakmış, büyük fiziki düşüşiçinde" diye görüş belirtmiştim. ArtıkFatih Terim de bunu iyice anlamış ki burahat maçta bile 84 dakika yanında oturttu!
Gençlerbirliği artık kaderi ile başbaşa kaldı. Teknik direktör Özcan Bizati her beyanatında 'Biz sonuna kadar savaşacağız' diyor. Ama ben bu tablonun tam tersini gözlemledim dün. Lima, Sefa ve Sio'nun pefrormansları yürekler acısı idi. Bu durumda da zaten Stancu ne yapabilirdi ki? Halis Özkahya'nın genel yönetimiiyiydi ama Gedson'un Candeias'ayaptığı harekete kırmızı kartı vermeyecesaret edemedi. İptal edilen goldeise VAR'ın kararı yanlıştı.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.