GOLE kadar sahada etkisiz bir Fenerbahçe vardı. Denizlisporlu futbolcuların yüksek motivasyon ile oyun bozan takım presi karşısında ofansif açıdan hiç varlık gösteremezken, oyunu kontrolü altına da alamıyordu. Tabii ki bunun birçok önemli nedeni vardı. Tolga koşuyor, takım presine çok iyi yardım ediyor ama kanat forveti özelliği yok. Solda Rodrigues ve Hasan Ali birlikteliği ise sakatlıktan çıktıkları için fiziki problemlerden verimli olamıyordu. Yanal'ın en büyük hatası ise Emre'yi forvet arkası görevlendirmesiydi. Emre'nin yapısı buna uygun değil. Böyle bir pozisyonda oyunu yönlendirme özelliği kayboluyor. Belki hücum presle kazandığı topla ikinci golü kazandırdı ama onun dışında alışılmış Emre organizasyonu yoktu. Gustavo da fiziki yetersizlikten belli bir dairenin dışına çıkmıyor, yüksek kalitesi ofansif açıdan gündeme gelmiyor. Vedat Muriqi yalnızlık içinde hırsla bir şeyler yapmak için çırpınan adamdı.
Isla ilk kanat bindirmesinde güzel bir orta yapınca Vedat'a gün doğdu. O direği aşamadı ama Tolga tamamladı. Skor avantajına sahip Fenerbahçe'den daha rahat, daha olgun bir futbol bekliyordum ama risk alan rakip karşısında fazla bir verimlilik görünmüyordu. Emre'nin hücum presle kazandığı bir top sonrası gelen ikinci gol en azından takımı rahatlatmıştı. Ama sonra sahneye kaleci Altay çıktı. Zaten her maç yüksek toplarda arkadaşlarının bulunduğu ve kaleye uzak olan pozisyonlara gereksiz çıkışlar yapıyor. Dün de bu hatalardan birini yapınca o dakikaya kadar hiç fırsat bulamayan Denizlispor, pozisyonsuz bir gol atmış oldu. Tabii ki bu Denizli'ye moral, Fenerbahçe'ye tedirginlik getirdi ama üç puan haneye yazıldı. Zaten Ersun Yanal için de önemli olan o...