Moldova, 10 kişiyle topun arkasına geçip, hareketli bir alan daraltan savunma kurgusu uygular, pas trafiği yetersiz olduğu için de hücum prese takılmamak adına geriden uzun toplarla çıkar. Bu yüzden yerleşmiş savunmaya devamlı hücum etmek mecburiyetinde kalırsınız. Dolasıyla butip takımlara karşı skoru bulanakadar da çok zorlanırsınız.
Dün gece de 24. dakikaya kadar öyle oldu. Bu bölümde rakibi tehdit edemedik. Çünkü alışılmış biçimde üçüncü bölgedeki set oyunumuz yeterli değil. Bunun birinci nedeni, senelerdir sürekli değişen kadrolardan kaynaklanan uyum sorunu.
İkinci sebebi de dün gece için kenarlarda gerek Hakan Çalhanoğlu'nun gerekse Deniz'in yapıları itibariyle sıfıra inip top kesme özelliklerinin sınırlı olması. Ne zaman ki 24. dakikada Moldova ilk defa çıkarken top kaybetti, geride dengesiz yakalanınca öne geçtik.
Kısa süre sonra da geniş bir alan yakalayıp, farkı ikiye çıkardık. Sonra rahatlayan takımımız, oyunun hakimi oldu ve pozisyonlar bulduk. İkinci yarıya da yüksek tempoyla başladık.
Bunun sonucu fark 3'e çıktı. Ondan sonra doğal olarak tempoyu düşürdük ama oyun disiplinini hiç kaybetmedik ve Kaan ile bir gol daha bulduk.
Sonuçta da farklı bir galibiyet aldık. Dün için bir futbolcuyu ön planaçıkarmak istemiyorum, hepsigörevlerini kusursuz yaptı.
Gruptaki ilk iki maçımızı hasarsız atlattık. Ama esas iş, Haziran başı olacak.
Bilhassa Fransa maçından sonra 3 gün içinde esas rakibimiz İzlanda'ya deplasmana gidiyoruz. Haziran ayları bizim futbolcularımızın fiziki düşüş yaşadıkları bir dönemdir. Ama bu defa mutlaka EURO 2020'ye katılmamız gerekiyor. Tahmin ediyorum ki futbolcularımız da bu bilinçte olacaktır
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.