Göztepe; deneyimli kalecisi Beto'dan, ileri uca kadar iyi ve uyumlu bir kadroya sahip... Ayrıca BornovaStadı'nın kapasitesi yetersizolmasına rağmen müthiş birseyirci desteğine sahipler. Bunları göz önüne aldığımızda Beşiktaş'ın işi oldukça zordu. Üstelik iki önemli stoperinden mahrumdu. Mücadeleli, tempolu bir ilk yarı izledik. Beşiktaş genelde oyunun kontrolünü elinde tutan taraftı. Bunun en önemlinedeni, birbirlerini iyi tanıyanAtiba-Tolgay-Oğuzhan üçlüsününbirlikte oynamasıydı. Ancak üretkenlik sağlayamıyorlardı. Çünkü kaliteli ileri uç oyuncuları, fizik olarak yetersiz kalıyorlardı. Penaltı ustası Beto, Oğuzhan'ageçit vermedi. Rakip baskı kurmuşkenKarius arkadaşına ayağa oynadı,kaybedilen top, Beşiktaş'ı skor dezavantajınadüşürdü. Bir de duran toptanikinci gol gelince artık seyircisiylebütünleşen mücadeleli birfutbol oynayan Göztepe karşısındayapacakları fazla bir şey yoktu.
Rakibin adeta hediye ettiği bir penaltıyı kaçırıyorsan, devre sonunda yakaladığın en net fırsatta Vagner Love boş kaleye atacak arkadaşı Lens'e vermeyip, şut atıp kaçırıyorsa, bir de kaleci aklına Şampiyonlar Ligi finali gelen, ilk golün hazırlayıcısı Karius olunca yenilgi için bahane kalmıyor.
Dün geceki karşılaşmada İki konu daha benim dikkatimi çekti: Birincisi; Babel'in bitikliği... İkincisi; ŞenolGüneş'in Quaresma konusu. Konya'da takım yenikken kırmızı kart görecek diye devrede Quaresma'yı çıkartmıştı. Dün onu devre arasında sahaya sürmesi gerekiyordu. Hadi onu yapmadı, iki farklı skor dezavantajından sonra niye oyuna aldı. Kırmızıgörsün diye mi?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.