Skordaki denge değişene kadar, kritik bir eleme müsabakası olduğunu ve iki güçlü takımın kozlarını paylaştığını göz önüne aldığımızda, günümüz futbolunun ilkelerine uygun bir mücadele izledik. İlk yarı hangi taraf topu kontrol ediyorsa diğeri takım halinde topun arkasına geçti, alan daralttı ve kademeli savunma uyguladı. İlk yarının ortasına kadar Belçika daha etkiliydi çünkü Eden Hazard dar alanda adam eksiltebilen bir oyuncu. Buna karşılık Mbappe, geniş alan sprintleriyle iyiydi, dar alanda ise çok top kaybetti. Bu tabloda geçen ilk yarıda karşılıklı ikişer heyecan yaratan pozisyon oldu. Fransa, ikinci yarının başında kornerden Umtiti ile ön direkten bulduğu kafa golüyle skor avantajını yakaladı. Doğal olarak bu golden sonra oyunun şekli değişti. Belçika risk almaya mecbur kaldı. Fransa da hem kapanıp hem de karşı alandaki genişlikten yararlanmak istedi. Mbappe'nin iki üç etkili girişimi oldu ama sonu gelmedi. Son 20 dakikada Fransa, hücumu tamamen bırakıp hem zamana oynamaya başladı hem de iyi yerleşimle alan savunmasını sahneye koydu. Belçika'nın sağ kanatta Mertens'le yaptığı tehlikeli ortalarda yüksek hava hakimiyeti olan Umtiti ve Varane şans tanımadı. Belçika Teknik Direktörü Martinez arka arkaya forvetleri fazlalaştırmayı başladı. Bu yüzden son 10 dakika hücumda etkili olamadıkları gibi Fransa'ya bol gollük atak şansı verdiler. Fransa'nın en büyük özelliği 3 orta sahasının müthiş presleri. Bilhassa Kante müthiş dinamizmi ve presiyle rakipleri bezdiriyor. Bence maçın adamı Kante'dir. Bu maça gölge düşüren tek unsur çok erken havaya girip şımarmış Mbappe'nin son dakikalarda yaptığı tahrikleri ve fair-play dışı davranışlarıydı.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.