Herkes ivedilikle video hakem uygulamasını bekliyor. Ben bu uygulamanın futbolun ruhuna ters düştüğü görüşündeyim. Ama futbolun büyük bir sanayi olduğu ve de dünyada önemli hakem hatalarıyla maçların kaderlerinin değiştiğini gördüğüm için mecburen 'VAR'a gerek olduğunu kabul ediyorum. Ancak unutulmamalı ki 'VAR'ın müdahale gücü sınırlı. Canlı bir örnek vereyim.
Fenerbahçe-Beşiktaş maçından sonra birçok kişi "VAR olsaydı Negredo'nun ağlara giden vuruşu gol sayılacaktı" dedi. Yanlış. Negredo topa vurmadan hakem düdük çaldı.
Bu kararı VAR değiştiremez.
TFF Başkanı Yıldırım Demirören bir beyanat verdi: "Zorluk derecesi 1 olan Fenerbahçe-Beşiktaş derbisinde 7 çok kritik karar var. 5'1 doğru. 1 yanlış yardımcı hakem hatası. Hakemin tek yanlışı Hasan Ali'nin yaptığı penaltıyı göremeyişi. O pozisyonu de süzmek kolay değildi." İşte bu hakem maçtan sonra çok ağır eleştirilere hedef oldu. Ben de Demirören gibi düşünüyorum.
Ama kendisine bir sual sorup cevabını bekliyorum. Neden Ali Palabıyık'ın gözlemcisi, medya ve Beşiktaş yöneticilerinden etkilenerek 'dinlendirilmesi gereken düşük not' verdi? İşte işin püf noktası burada.
**************
Bu fırsat kaçmamalı!
Beşiktaş sezon öncesi Aboubakar ve Marcelo'yu kaybetti. Marcelo'nun yeri daha da iyisi Pepe ile doldu. Ama önemli bir santrfor olsa da fiziki problem dolayısıyla Negredo beklentilerin altında kalınca Aboubakar ciddi kayıp oldu. Ancak Cenk'in performansı bu kaybın etkisini en aza indirdi.
Ligin 8'inci haftasında lider Galatasaray'ın 8 puan gerisine düşmek herkeste soru işaretleri yarattı.
Ve tahmin ettiğim gibi, "İşte sezon başı hazırlıkları yeterli yapılamadı.
Takım geçen seneki görüntüsünden uzak" gibi serzenişler başladı. Ama Şampiyonlar Ligi'nde Beşiktaş şu anda 6 puanla grup birincisi...
Eğer takım iyi değilse bu neticeler alınamazdı. Ligde ise durum başka.
Sezon başlamadan köşemde yazdım:
"Galatasaray çok iyi transferler yaptı. Tudor disiplinli bir teknik adam. Ve de idmanlarda takımı çok iyi çalıştırıyor. Galatasaray bana göre zirvenin en iddialı takımlarının başında geliyor." Bu 8 puanlık fark Galatasaray'ın bugüne kadar, ben hariç kimsenin beklemediği performansından kaynaklandı.
Galatasaray'ı geçen seneki gibi düşünsek, Beşiktaş 10 puan kaybına rağmen Fenerbahçe ile aynı puanda, Başakşehir'in ise 2 puan gerisinde.
Aslında Şenol Güneş de bu sene ligde fazla ümidi olmadığını Gençlerbirliği karşısında çıkardığı takım tertibiyle gösterdi. Quaresma ve Babel gibi en önemli kanat forvetlerini kulübede başlattı. Negredo hazır değil. Tek gerçek görev yeri de santrfor olduğundan Cenk Tosun mecburen yapısına ters düşen sol kanatta görev aldı. Lens'in fiziki yetersizliğini de göz önüne alırsak Ankara'da ilk yarıda verimsiz bir forvet teşkili oluştu. Halbuki Güneş, Quaresma ve Babel ile başlayıp, skoru bulduktan sonra bu oyuncularını dinlendirmeliydi.
Bana göre Güneş'in bütün düşüncesi Şampiyonlar Ligi. İlk 2 maçta kazanılan 6 puan çok büyük avantaj. İki Monaco maçından rakiple eşit puanlar alınırsa; örneğin 2 maç berabere veya bir galip bir mağlup, ikinci tur çok yakınlaştığı gibi çok önemli olan grup birinciliği şansı da kuvvetlenir.
Monaco başta genç yıldızı Mbappe olmak üzere çok önemli 5 oyuncusunu kaybetti. Yerleri dolmadı. Geçen seneki güçlerinden uzaklar, bu fırsat kaçmamalı. Monaco ligde de kötü gidiyor. Onun için Şampiyonlar Ligi'ndeki son şansları olan bu maça çok motive olacaklar ve hırslı oynayacaklar.
Şenol Güneş dersine iyi çalışmalı.
Beşiktaş'a başarılar diliyorum..