İçi boş derbi!..

Futbol seviyesi açısından son derece düşük derbi izledik. Tüm maçta 2 hazırlanmış pozisyon vardı. Birincisi Volkan Şen'in kaçırdığı, ikincisi de Van Persie'nin attığı ilk güzel gol. Penaltı tamamen sahanın yıldızı Souza'nın müthiş bir seziyle yaptığı hücum presle ve Serdar Aziz'in hatasından kanaklandı. Derbinin en çok konuşulan olayı 90 dakika Volkan Demirel'e tek topun dahi gelmemeyişi... Ama kazanan her zaman haklıdır prensibiyle madalyonun öbür yüzü hiç gündeme gelmedi. İki gol dışında Muslera'ya da top gelmedi. Bu 2 örnek maçın kalitesinin düşüklüğünü belgeliyor.
ADVOCAAT'IN YANLIŞI
Mehmet Topal, Ozan ve Lens'in yoklukları önemli bir handikaptı. Ama buna rağmen bana göre Advocaat'ın ilk devre oynattığı orta saha formatı yanlıştı. Souza, Roman Neustadter, Van Persie orta sahasıyla bu bölgeyi kontrol etmek ve organize olmak mümkün değildi. Bu şartlarda ise Advocaat'ın taktik planı doğruydu; top rakipteyken geride iyi yerleşimli alan savunması... Sneijder'e top aldırmamak, Bruma'ya da 2'li 3'lü yakın sıkıştırmalarla aksiyon imkanı vermemek. Bunların yanında da ani çıkışlarla pozisyon aramak. İlk yarıda F.Bahçe organize olamasa da topa sahip olma oranı rakipte de olsa kalesinde hiç tehlike yaşamayan, bulduğu 2 pozisyondan da 1 tanesini gole çeviren taraf oldu.
SOUZA İŞİ BİTİRDİ
Advocaat ikinci devrede doğru bir görev değişikliğine gitti. Sow'u sağ kulvara, Van Persie'yi santrfora, Alper'i orta sahaya. Takım savunması yine başarılı olurken, Alper de orta sahaya rahatlık getirdi. İkinci devrede kötü oynayan hücumda hiç etkili olmayan G.Saray mecburen tüm riskleri de alınca geride 30-40 metre genişlik bıraktı. Bu tabloda işi garantileyecek 2. gol gerekiyordu. 65'inci dakikada bana göre yapılması gereken, geniş alan sprinterı Emenike, Van Persie değişikliğiydi. Ama golü de atmış Van Persie'yi Advocaat çıkaramazdı. Sonuçta sahanın en iyisi Souza, adete bir penaltıyı tek başına yaratarak işi bitirdi. Neustadter büyük maç eksikliğine rağmen şans bulduğu derbide görevini yaptı. Skrtel ve Kjaer hatasız oynadılar. Ben Souza'dan sonra en çok Şener'i beğendim.
RİEKERİNK HAKİM DEĞİL
Riekerink'in maç eksiği bulunan Serdar Aziz ve Sinan Gümüş'e ilk 11'de yer vermesi büyük yanlıştı. Taktik plan ve maç içi hamle olarak eleştirmiyorum. Çünkü Tolga Ciğerci ve De Jong dışında tüm takım döküldü. Eren Derdiyok için istediği toplar gelmiyor deniyor. Eren'in yürüyecek hali yok. Günümüz futbolunda bir santrafor bu kadar durağan oynar mı? Bu kadar markajcısına teslim olur mu? Bir diğer konu da Selçuk İnan. Bu G.Saray takımında eğer Selçuk yer bulamıyorsa, bunu Riekerink'in iyice düşünmesi lazım. Bu maç bir kere daha gösterdi ki. Riekerink takıma hakim olamıyor. G.Saray yönetimi bundan sonra bir hayli sıkıntıya düşecek. Teknik direktör değişikliğine gitse kimi getirecek? Hakikaten hiç kolay değil. Yabancı bulma şansın çok zor. Bulup getirsen ne yapacağı soru işareti. Bu konuda yaşanmış birçok olumsuz örnekler var. Bekleyelim görelim...
FİNAL GİBİ MAÇ
Beşiktaş, yarın gece çok önemli bir maça çıkıyor. Beşiktaş, Benfica'dan deplasmanda çok önemli bir puan aldı. Grubun bir numaralı favorisi Napoli'den de 2 maçta 4 puan aldı. Aslında bu tablo büyük başarı. Ancak Benfica'nın Dinamo Kiev'den 6 puan alması, Beşiktaş'ın da sahasında Dinamo Kiev'e 2 puan kaptırması yarınki maçı final niteliğine getirdi. Benfica iyi bir takım ama deplasman karnesi vasat. Beşiktaş çok dikkatli oynamalı, seyirci desteğiyli agresif olmalı, kontrollü anlayışa özen göstermeli. Takım savunması ihmal edilmemeli. Bu maçın kilidi ise bana göre Aboubakar olacak... Eğer maç kazanırsa büyük avantaj elde edilecek. Bereberlikte ise iş Kiev deplasmanına kalacak. Beşiktaş mutlaka kazanmak için herşeyi yapacak. Ama kazanamıyorsan kaybetmeme prensibi de bu maç için çok şey ifade ediyor...