Hakemlerin hastalığı: Büyükleri koruyalım!
Ligimizde can yakan, alışılmış hakem hataları, bu sezon da yine futbolun önüne geçti. Bu konuya geçen hafta katıldığım gazetemin 'Serbest Kürsüsü'nde kısaca değindim. İçeriğini tekrarlıyorum: Ülkemizde, dünyada benzeri olmayan bir büyük takımlar olayı var.
Arkalarında da çok büyük taraftar kitlesi...
Medyada da durum aynı. Bu yüzden yoğun medya, yönetici ve taraftar baskısıyla hakemler büyüklerin maçlarını objektif yönetemiyorlar. Çünkü bilinç altlarında, 'Büyüklerin lehine hata yaparsak başımız fazla ağrımaz. Onların aleyhine bir yanlış yaparsam ciddi sıkıntılar yaşarım' endişesi var. Son 3 haftaya baktığımızda Bülent Yıldırım, Konya'da F.Bahçe aleyhine penaltıyı vermedi. Fırat Aydınus, Karabük maçında F.Bahçe lehine çok ucuz bir penaltı verdi. Ve de son Mete Kalkavan olayı... Üçü de deneyimli ve birinci sınıf hakemler. Senelerdir büyük takımların, şartlar gereği hakemler tarafından korunduğu konusunda herkes hemfikir.
Hastalık net biçimde teşhis edildiği halde tedavisi bulunamıyor. Bana göre bu hastalığı en aza indirecek ilaç var.
İKİNCİ HATAda SEZONU KAPATMALI
MHK Başkanı tüm hakemleri toplayacak ve şunları söyleyecek: "Maalesef senelerdir gideremediğimiz, kronikleşmiş bir büyükleri koruma hastalığı var. Bu da futbolumuza büyük zarar veriyor. Bundan sonra büyükler lehine hata yapan hakem medyada ağır eleştirilere hedef olmasa bile kariyeri ne olursa olsun belli süre maç alamayacak.
İkinci defa tekrarlarsa sezonu kapatacak." Bu arada hakem gözlemcileri de nabza göre şerbet veriyor. Büyüklerin lehine hata yapan hakemlere fazla ses çıkmadığından yüksek not veriyorlar. Ben inanıyorum ki Beşiktaş-Trabzonspor maçından sonra Trabzon camiasında ve medyada kıyametler kopmasa Mete Kalkavan 7.9 notunu almazdı. Hakemlere mutlaka büyük-küçük ayrımı yapmadan gözlemciler tarafından objektif not verilmeli.
Ve hata yapan hakemlere caydırıcı cezalar verilmeli. Büyükleri yakan hakemler en ağır cezaları alırken, küçükleri yakanlar es geçilmemeli.
***
İKİ FARKLI CÜNEYT ÇAKIR VAR
FIFA ve UEFA'nın bu konuda hiç affı yok. Size iki Cüneyt Çakır örneği vereceğim: Gittikçe kendini yurtdışında yükselten Çakır, çok önemli Manchester United-Real Madrid maçında Nani'ye sarı kart yerine kırmızı gösterince belli bir süre irtifa kaybetti. Sonra arka arkaya başarılı yönetimleriyle geçen sezon rekor sayıda önemli maçları başarıyla yönetip aldığı çok yüksek puanlarla 1 numaraya yükseldi. EURO 2016'ya da çok iyi başladı.
Ve çok kritik İspanyaİtalya maçına atandı. Eğer bu maçı iyi yönetse kesinlikle finalin hakemiydi.
Ama bu maçın ikinci yarısındaki ciddi hataları yüzünden ertesi sabah eve gönderildi. Bundan da aldığı derslerle şimdi yine yükselişe geçiyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Maximin sakat olmasa Oğuz yedekti! (24.11.2024)
- Maximin realist futbol oynadı (11.11.2024)
- İlk 8 avantajı artık kaçmaz (08.11.2024)
- Semih yerinde kendini buldu (07.11.2024)
- Kalitesiz bir karşılaşma izledik (29.10.2024)
- Sanchez ve Yunus maçın en iyileriydi (24.10.2024)
- Adam eksiltemeyen kanatlarla olmaz! (21.10.2024)
- Sallai’yi kazandı (20.10.2024)
- Bütün takımımız alkışı hak ediyor (15.10.2024)
- Dokunulmaz... (07.10.2024)