OKAN MÜDERRİSOĞLU
- 15.04.2025, Salı
CHP’nin dev aynası ve hesap hatası!
İmamoğlu'nun CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olması için yapılan, resmi veya bağımsız bir kurumun gözetimi olmayan oylama da manivelaya dönüştürülüyor. CHP'nin kayıtlı üyelerinin yanına eklendiği öne sürülen dayanışma oyları ile 15,5 milyona varan destekten söz ediliyor. Hesabın doğruluğunu ise kimse tartışmıyor. Kurulan sandık sayısı dahi netleştirilmiyor. Bastırılan oy pusulalarına sonradan matbaalarda eklenenlerin tamamının sandıklara atıldığı, masadaki pusulaların bile "destek" diye sayıldığı umursanmıyor! Sandıkların Yüksek Seçim Kurulu'ndan tedarik edildiği, her birinin ortalama 400 seçmene göre tasarlandığı da konuşulmuyor. En iddialı ifade ile 6 bin sandık kurulduğu, yanına bir o kadar da destek sandığı konulduğu söyleniyor. Nereden baksan o bilançonun toplamı, cömert hesapla bile 15,5 milyonun üçte birini ancak buluyor. Hani o meşhur fıkradaki gibi… Öğretmen, Temel'e sormuş: "2 kere, 2 kaç eder?" diye. Temel, "25" demiş. Öğretmen dayanamamış cevabı patlatmış: "Kerata; 2 kere 2, 4, bilemedin 5 eder! 25 de nereden çıktı?"
Bu hususa dikkat çekmemin sebebi, CHP'nin kendi içinde yazdığı senaryoya giderek kendisinin de inanması ve gücünü abartılı yorumlaması! Siyasi dev aynası ile hayatın aynası arasındaki fark günü geldiğinde CHP'ye gönül verenlerde hayal kırıklığı yaratabilir.
Elbette CHP'deki dinamizm göz ardı edilecek cinsten değil. Lâkin bahse konu siyasi kıpırdanmanın, partiyi hızla tüketilecek polemiklere sıkıştırması, Türkiye'nin tarihi nitelikteki sorunlarının çözümü aşamasında gerçeklerden koparması ve paralize etmesi ihtimal dahilinde. Örnek istenirse…
PKK terör örgütü fesih kararı alma ve silah bırakmanın eşiğinde. Örgüt lağvedildiğinde ve silahlara veda ettiği resmen tescillendiğinde CHP, Meclis zemininde ne yapacağını biliyor mu acaba? Bu derece mühim dönüm noktasında CHP, "Terörsüz Türkiye" idealini bir "devlet projesi" olarak mı görecek, yoksa "Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yarıyor" sığlığına mı takılıp kalacak? Silahların gömüldüğü, siyasetin konuştuğu görünür gelecekte CHP, daha önce yedeğine aldığı DEM Parti ve Kürt kökenli seçmenle ilişkisini nasıl tanımlayacak? Özgün politikalar mı üretecek yoksa İmamoğlu gündemini canlı tutma stratejisi uğruna AK Parti ile söz düellosuna girmekle mi yetinecek?
Tekrar ediyorum…
CHP; erken seçimi zorlama adına, İmamoğlu anlatımına yüklenecek ve onun siyasal artı değerinden yararlanmak için elinden geleni ardına koymayacak. İyi de bu dalga boyu azaldıkça, siyasal sörfü sürdürmek zorlaştıkça ne olacak? Yerel seçimlerdeki oy artışını "seçmenin kredisi" olarak tanımlayan Özgür Bey, bundan sonra o insanları nasıl ikna edecek?
Ve nihayet… Küresel tehditler ve bölgesel riskler karşısında, uluslararası arenada kıdemli liderliğe olan gereksinim artar, Erdoğan markasının kıymeti hızla yükselirken… Yeni dünyada Türkiye'nin hak ettiği yeri almasını isteyen milyonların beklentisi CHP'nin daralttığı alanda mı yoğunlaşacak yoksa asli merkezine mi yönelecek?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Özgür (!) CHP’ye Ekosistem ipoteği! (30.11.2025)
- Terörsüz Türkiye’nin kritik eşikleri... (29.11.2025)
- PKK silah bırakıyor! Peki ya SDG? (27.11.2025)
- Ukrayna: Acı barışa katlanmak! (25.11.2025)
- Küresel barış için Erdoğan reçetesi... (23.11.2025)
- G20, Güney Afrika... Rakamlar-Vicdanlar muhasebesi! (22.11.2025)
- Bedeli mukabili CHP iddiası ve İmamoğlu yargılaması… (20.11.2025)
- SDG, askeri seçenek! CAATSA ve sonrası… (18.11.2025)
- O gün, Beyaz Saray’da neler konuşuldu? (15.11.2025)
- Asker eşi olmak... (13.11.2025)