7 Ekim 2023'ten bu yana yakın coğrafyamız ateş çemberi. Bu, yayılma eğilimi gösteren "jeopolitikhatta teolojik içerikli biryangın!" Üstelik süper güçlerin vekâlet mücadelelerinin de son perdesi. Bundan sonrası düşük yoğunluklu çatışma odaklarının her birinde, her an bölgesel nitelik kazanması kaçınılmaz savaşların çıkması ve giderek global nitelik kazanması. Neden?
Çünkü dünya ne bu kadar adaletsizliği ve trajediyi kaldıracak ne de kıt kaynakları paylaşacak durumda!
Yetmedi! Uluslar, kendileri için önemli kabul ettikleri "değerlersistemi"ndeki aşınma karşısında şaşkın, yer yer çaresiz durumdalar. Cinsiyetsiz, kimliksiz, hatta kişiliksiz "formatlıevrensel bireyler" oluşturmaprojesi tüm hızıyla sürüyor. Bunu, G. Kore'deki pop şarkıcılarında da görmek mümkün, Paris Olimpiyatları'nın açılış töreninde de...
Adı tam konulmasa da medeniyetler ve dinler arası çatışmanın her türlü versiyonunu yaşamaktayız. Dramatik olan ise kan ve gözyaşı dökülen ülkelerin tamamına yakınının Müslüman olması! Evet, Rusya-Ukrayna Savaşı da sürüyor. Lakin sarışın, Ortodoks Ukraynalı çocuklar ile esmer Müslüman Filistinli çocuklar aynı kefede tartılmıyor. Masumiyet ve meşruiyet terazisi Kiev'de başka, Gazze'de başka ölçüyor. Filistin demişken... Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın, Türkiye'den gelen Büyük Millet Meclisi'nde konuşma davetine olumlu ve zamanlıca dönüş yapmaması şaşırtıcı değildi aslında. Abbas'ın, Hamas'a bakışının İsrail'e yakın durduğunu söylesem pek de abartmış olmam. Ankara'nın Filistin meselesine yaklaşımı, Filistin Devlet Başkanının -bana göre teslimiyetçi- politikaları ile örtüşmüyor.
İsrail'in soykırımcı Başbakanı Netanyahu'nun, para musluklarını açan Yahudi sermayesi sayesinde Amerikan Kongresi'nde alkışlarla karşılanan konuşma yapabilmesi, tarihe bir kara leke olarak geçti. Aynı Netanyahu, işgal altında tuttuğu Golan Tepeleri'ne yönelen Hizbullah karşı atağını bahane ederek Lübnan'ı işgale hazırlanmakta. İran ise bu ölçekte bir savaşa kayıtsız kalmayacağını açıktan ilan etmiş durumda.
Daha birkaç gün önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Siyonist İsrail yönetimine yönelik sert sözleri de düşünüldüğünde bugün gerçekleşecek o ziyaret her bakımdan anlam ve önem kazanıyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İran'ın seçilmiş Cumhurbaşkanı MesudPezeşkiyan'ın yemin törenine katılmak üzere Tahran'a gidiyor.
Fidan'ın, stratejik süreç okuma, gelişen dinamik risk şartlarına göre dış ilişkileri yeniden tanımlama ve proaktif siyasa üretme kabiliyeti dikkate alındığında...
ABD'den Çin'e, Rusya'dan İran'a, Irak'tan Suriye'ye, Ege'den Kıbrıs'a, Karabağ'dan Türk devletleri sahasına, Libya'dan Körfez'e, NATO'dan Şangay İşbirliği Örgütü'ne, AB'den BRICS'e uzanan zincirde bizi oldukça hareketli ve sürprizli günler bekliyor. Şükür ki Türk devlet aklı bütün bu sınamalara karşı donanımlı ve hazırlıklı duruyor!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.