IDF nedir? Madalya hikâyesi doğru mu? Davutoğlu neyin peşinde?
Sözün özü...
Filistinlilerin topraklarını işgal eden, öz vatanından süren, Kudüs'ün özgün statüsünü gasp eden İsrail ordusudur. IDF, İsrail Savunma Güçleri tanımı, katliama gerekçe üretmek isteyenlerin kurduğu tezgâhtır.
***
Bir başka konu da... İsrail'in sivilleri katleden askeri doktrinine açıktan karşı çıkan, ateşkesi ve kalıcı barışı garanti edecek mekanizmaları savunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a yönelik yeniden alevlendirilen karalama kampanyası. Değişik vesilelerle ısıtılıp servise konulan malzeme şu... Ne imiş?Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yahudi Üstün Cesaret Madalyası" almış (!) Bu iddia manipülasyondan ibaret. İşin esası bellidir. İftira ve İnkârla Mücadele Birliği (Anti- Defamation League-ADL) tarafından verilen "Umursama Cesaret Ödülü", Holokost (Yahudi Soykırımı) sırasında Yahudilerin kurtarıcılarını onurlandırmak için verilen bir ödüldür. Dolayısıyla 2005 yılında bu ödülün takdimi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şahsına değil, Holokost sürecinde (1933-1945) bazı Yahudileri soykırımdan kurtaran Türk diplomatlar adına yapılmıştır. Hatta ADL yetkilileri de Türkiye'deki çarpıtmalar karşısında, "Biz, bu plaketi Başbakana teslim ettik. Ama plâket aslında bugün hayatta olmayan Türk diplomatların anısına verildi" açıklamasında bulunmak durumunda kalmıştır.
Demek oluyor ki...
Erdoğan'ın tarih, insanlık ve kamu vicdanı" karşısındaki büyük çabası ve net duruşu, bu tür girişimlerle sekteye uğratılamaz!
***
Ve nihayet, Gazze bağlamında bir başka boyut da iç siyasette tezahür ediyor. Eski Başbakan kimliği ile parti genel başkanı kimliği arasında gel git yaşayan Ahmet Davutoğlu, devlet aklı ile hareket edilmesini takdir etmekten çok, adeta vatandaşların hissiyatını tahrik etmeye uğraşıyor. Bununla da yetinmiyor... Bitmek tükenmek bilmeyen bir hırs ve ego ile 1. ve 2. Gazze bombardımanındaki arabuluculuk ve ateşkes diplomasisini sadece kendisine mal etmeyi deniyor. Sn. Erdoğan'ın iradesini, kararlılığını ve verdiği görevi zikretmeden, Gazze'de yapılanları asli, tarihi ve siyasi bağlamından kopararak bulduğu her kürsüde kendisi üzerinden anlatmayı sürdürüyor. Bu sözleri Saadet Partisi Grubu altındaki Gelecek Partisi Genel Başkanı olarak serdetmesi, günlük polemik zinciri içinde bir yere kadar tolere edilebilir. Yok, "Ben eski Dışişleri Bakanı, eski Başbakan olarak" diye cümleye başlarsa orada da -en kibarcası- "Buradan ileri gitmeseniz daha uygun olur. Bilmesi gerekenler, neyin ne olduğunu unutmuş değil!" denilir.Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Ekonomiye dair kısa Notlar... (21.11.2024)
- Küresel zirveleri etkileme kabiliyeti... (20.11.2024)
- G20 Zirvesi... Erdoğan, Rio’da Biden’ı uğurlarken... (19.11.2024)
- AK Parti... Değişim, Değişiklik, İhtiyat! (16.11.2024)
- Etki ajanlığı mı, yeni nesil casusluk mu? (14.11.2024)
- Geleceğe hazırlanmak… (12.11.2024)
- MİT, belediye takip eder mi? (09.11.2024)
- Başkentte güncellenen Trump Dosyası... (07.11.2024)
- Kayyum kararları ve arka planı... (05.11.2024)
- CHP-DEM... Birliktelik yapay, hesaplaşma gerçek! (02.11.2024)