Anayasa gereği TBMM, özel bir çağrı gerekmeksizin 1 Ekim Pazar günü yeni yasama yılı çalışmalarına başlayacak. Teamül olduğu üzere Sn. Cumhurbaşkanı da açılış konuşması yapacak.
Elbette... Türkiye Yüzyılı vizyonu, Cumhuriyetin ikinci asrına yakışır sivil, özgürlükçü, kuşatıcı anayasa gereği, güçlü ve istikrarlı büyüyen ekonomi, yerli, milli ve stratejik otonomi kazanmış dış politika ekseni, terörle mücadelede kararlılık başlıklarında Cumhurbaşkanı
Tayyip Erdoğan'ın vereceği mesajlar ilgi ve dikkatle takip edilecek.
Yeni anayasa, Cumhurbaşkanımızın içinde ukde kalan konuların başında geliyor. 2013 yılındaki anayasa girişimi daha komisyon aşamasında tıkanırken 2021'deki anayasa çağırısı ise karşılık dahi bulamadı.
Temsil kabiliyeti, siyasi fikir zenginliği ile bu dönem, Meclis'in Türkiye'yi, hakkı olan demokratik anayasa ile buluşturması için önünde yeterli zaman ve fırsatlar var. Üstelik böyle bir çaba, gelecek nesillere bir borcun ödenmesi anlamı da taşıyacak.
Yeni anayasa demişken...
Siyasi iniş çıkışın fazla yaşandığı, muhalefet partilerinin dingin içyapıya kavuşamadığı, günlük telaşların orta uzun vadeli bakışı kısıtladığı dönemlerde, anayasa yapmak, zihni kilometreyi sıfırlamak pek de kolay olmuyor.
Neden?
Çünkü... Yakıcı konular, yakın tarihin sorunlu hafızası ile ertelenmiş hesapların yeni anayasa üzerinden görülmesi niyeti, ileriye dönük cesur ve kararlı adımlar atılmasını güçleştirebiliyor.
Bununla birlikte... Toplumun ezici çoğunluğunun nasıl bir siyasal sistem içinde yaşamak istediği ile nasıl bir devlet tasavvur ettiğine ilişkin görüş ve düşünceleri her an canlı ve taze.
Ayrıca... Anayasa bağlamında yeterli birikim ve tecrübeye sahip siyasetçilerimiz, akademisyenlerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız da mevcut...
***
Kabul... Yerel seçime gidilirken, ekonomi ile ilgili kat edilmesi gereken mesafeye dair öncelikler belirgin iken yeni anayasa için yola çıkmak, çok iddialı görünebilir.
Lakin..
Siyasal tansiyonun varlığı, ön yargıların yoğunluğu, beklenti-tepki çizgisinin kalınlığı, yeni anayasa çerçevesi üzerinde düşünmeye engel görülmemeli.
Hatta...
Anayasa'ya
"ekonomi" ile ilgili bağlayıcı kriterler konulup konulmayacağı bile bugünden ele alınmalı.
Bir adım ileri gidilerek...
Anayasa ile birlikte tamamlayıcı mevzuat yani uyum yasalarının taslağı da kamuoyunun değerlendirmesine arz edilmeli.
Neyin, neden olmayacağını söylemek kadar, nasıl ve ne şekilde olacağını söylemeye de kafa yorulmalı.
Cumhuriyetin birinci yüzyılı, 29 Ekim 2023 sonrası ile yani ikinci yüzyılı ile tokuşturulmamalı.
Cumhuriyet tecrübesi ve kazanımları veri kabul edilerek... Vesayetin ve darbelerin kalıntılarını silen, formatlı ve makbul vatandaş modelini tarihe gömen, temel hak ve özgürlükleri genişleten, insan onurunu yücelten, devletin bekasını güvenceye alan, demokratik katılımı ve etki düzeyini yükselten bir anayasa... Neden olmasın?
Cumhuriyetin, Cumhuriyetin kurucu lideri
Atatürk'ün, üniter yapının, hukuk devletinin, inandığı gibi yaşamaya duyarlı laik temelin, sosyal dengenin, insan haklarının, resmi dil Türkçe'nin, ay yıldızlı al bayrağın, İstiklal Marşı'nın, başkent Ankara'nın tartışılmadığı başlangıç noktasından ilerlemek mümkündür.