Yerli ve milli komutan kriteri
15 Temmuz darbe girişiminin durdurulmasında kritik rol oynayan Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı'nın görev yeri değişimi kamuoyunda merakla ve bir dizi spekülasyonla karşılandı.
Esasen Zekai Paşa ile ilgili değişik yorum ve iddialar daha geçen yıldan başlamıştı.
Burada tek tek saymanın, spekülatörlerin gizli amaçlarına katkı vermekten başka anlamı olmayacak yığınla husus dile getirilmişti.
Bunların altının boş çıktığı, Paşa'nın belirli çevreler tarafından özellikle hedef alındığı sonradan anlaşıldı.
Sorumlu bir mevkide olduğu ve darbe yargılamaları devam ettiği için günü gelince Aksakallı'nın da belli bir çerçevede konuşması gerekecektir.
Lakin bu karara etki eden unsurları da göz ardı edemeyiz.
Zira Aksakallı kararı askeri cephede bir tür fay hattı kırılması gibi görülebilir.
Bunun anlamı, ana sarsıntıyı aratmayacak ölçüde artçı şokları bekleme halidir. Kuşkusuz kişiler, kurumların önüne geçmemelidir.
Bu ilke Aksakallı Paşa için de geçerlidir.
Ama Aksakallı hükmü, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde dengelerin tesis edilmesinin beklenenden uzun süreceğine işaret etmektedir.
Zekai Paşa hakkındaki değerlendirmeler bizi TSK'daki ekollere ve ekiplere kadar götürmektedir.
Özel Kuvvetler Komutanı üzerine fikir beyan edildi mi 15 Temmuz gecesi ve TSK'da aktif görevdeki komutanların pek çoğu ile ilgili net bilgilere ihtiyaç duyulduğunu kimse inkâr edemez.
Veya bu gelişmenin "El Bab Operasyonu"ndan bağımsız düşünülmesi mümkün olamaz. Fırat Kalkanı Harekâtı'nın kuvvet planlamasının nasıl yapıldığı, ABD'lilerin ne şekilde devreye girdiği, operasyonun bir aşamasında neden durdurulmak istendiği anlaşılmadan süreci tam ve doğru okuyamayız.
Netice olarak... Önemli olan kişilerden ziyade kurumlardır. Tabii ki kurumları anlamlı kılan, onlara ruh veren yetkili isimlerin yönetim biçimleri ve yetenekleridir.
Biz, kişilere değil "yerli ve milli karaktere" bakarız.
Görünür gelecekte terörle mücadelenin seyrine, Irak ve Suriye'de olup biteceklere ve TSK'nın refleksine odaklanmak her vatanseverin öncelikli gündem maddesidir.
Ordumuz, milli sınırlarımıza tehdidi, görüldüğü her yerde bertaraf ediyorsa mesele yoktur. Tutuk davranıyorsa, bugünleri yeniden durup düşünmek boynumuzun borcudur.
Güle güle Şükrü Hocam...
Her canlı bir gün ölümü tadacak. Allah'ın emri.
Ve bu adaletsiz kâinatın tek adil noktası da burası.
"Ölüm." Dünyadaki sıfatına bakılmaksızın, herkes bir gün son nefesini verecek.
Mühim olan hiç ölmeyecek gibi bu dünya, yarın ölecekmiş gibi öbür dünya için çalışmak. Ölümün ardından yazdığımız her yazı bizi de ölüme bir adım yaklaştırıyor.
İyi insan olarak anılmak, ardında hayır dua edenler bırakmaktır esas olan.
Prof. Dr. Şükrü Kızılot'u kaybettik. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun. Hoca iyi insandı; hayatı, dostları ile paylaşmayı severdi. Geride gencecik bir eş, pırıl pırıl evlatlar bıraktı. Umarım ve dilerim büyük emek verdiği Maliye alanında, Kızılot markasını yaşatacak bir ödül programı konulur.
Elveda Hocam, seni unutmayacağız...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- DEM-İmralı... Devlet aklı... İhtiyat! (28.11.2024)
- Bakan Fidan... Ve satır arası okumaları (26.11.2024)
- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Nükleer savaş riski var, şaka değil (24.11.2024)
- Pandemi sonrası toplumun ruh sağlığı! (23.11.2024)
- Ekonomiye dair kısa Notlar... (21.11.2024)
- Küresel zirveleri etkileme kabiliyeti... (20.11.2024)
- G20 Zirvesi... Erdoğan, Rio’da Biden’ı uğurlarken... (19.11.2024)
- AK Parti... Değişim, Değişiklik, İhtiyat! (16.11.2024)
- Etki ajanlığı mı, yeni nesil casusluk mu? (14.11.2024)
- Geleceğe hazırlanmak… (12.11.2024)