CHP Genel Başkanı KemalKılıçdaroğlu'nun "Adalet" iddialıyürüyüşü planlı mıydı? Bu sorununcevabı çok önemli. Zirameselenin parti içi dengelerleparti dışı dinamiklerboyutu var. EsasenKılıçdaroğlu, bir süredir"... bu süreç biraz dahahızlanarak giderse halkındirenme hakkı ortayaçıkacaktır" şeklinde,sokağı çağrıştıran konuşmalaryapıyordu. Son olarak16 Nisan Referandumu'nunsonuçlarını reddederek, kitlelereçağrıda bulundu amabeklediği dönüşü alamadı. Bu demek oluyorki CHP kadrolarının güncel zihnî kodlarında,Meclis zemini dışında eylem arayışı canlıtutuluyor ve gerekçe aranıyordu!
***
CHP liderinin, İstanbul Milletvekili EnisBerberoğlu'nun yargılandığı dosyayı, yakınzamana kadar onun kişisel meselesi sınırlarıiçinde gördüğü, partiyi bu işe karıştırmayapek de istekli olmadığı da söylenebilir. Peki,ne oldu da "yürüyüş kararı" alındı. İşin buyönü, partinin militan ekibinin ve örgütlerinzorlaması ile alakalı. Kılıçdaroğlu, siyasetsizlikkulvarında patinaj yaparken, sokağı ve genişkitleleri peşine takacağı bir olayı kolluyordu.
Berberoğlu'nun tutuklanması hem bu açıdan değerlendirildi hem de tabandaki radikal kanatların baskısı Ankara'da hissedildi. Diğer önemli husus da dokunulmazlıkların kaldırılması için oy veren CHP'li vekillerin, yargıdaki dosyalarının telaşına kapılması idi. "Sırabize de gelecek" veya meşhur hikâyedeki gibi "sarı öküzü vermemeliydik" sendromu da CHP'yi sokaklara taşıdı.
***
Fikri altyapısının kurulduğuna kuşku olmasa da bu yürüyüşün ne kadar planlı olduğu hâlâ tartışılabilir. Ama bugünden itibaren tartışılamayacak noktası ise Kılıçdaroğlu'nun çıktığı yolculuğun "başkaplanlamaların parçası olabileceğiriski." Sokağa taşan siyaset, karanlık odakların sinsi planlarına eşsiz fırsatlar sunar. Bu kritik eşik; siyasetçisi, vatandaşı, güvenlik güçleri, medyası ile herkesin teyakkuzda olmasını gerektirir.
***
Ankara'dan İstanbul'a uzanan yolun, "Hayır bileşenleri" olarak tanımlanan grupları ne kadar motive edeceği de bir başka soru. Örneğin HDP de sokağa çıkar mı? CHP kanadı, HDP ile aynı karede görünmeye hevesli olmasa da HDP'den MHP içindeki muhaliflere kadar geniş bir yelpaze, hatta FETÖ'cüler de sürece bir yerinden müdahil olmak için uygun anı beklemekte.
***
Ve son husus... Yargı kararları eleştirilebilir, beğenilmeyebilir. Ama sokak üzerinden yargı baskı altına alınamaz. Sokak, kararları değiştirme aracına dönüştü mü sonrasındaki olayların ardı arkası kesilmez. Yargının terazisinin düzeltileceği yer yine yargının işleyişinde aranmalıdır. Berberoğlu kararının, "devletin gizli belgelerini temin etme" suçuna değil de "ifşa etme" suçuna dayandırılması, aynı fiili işleyen diğer isimlere "casusluk ve gizli belgeleri açıklama" suçundan ceza verilmemesi üzerinde durulabilir. Ama arayış, hukuk sınırları içinde tutulmalıdır. Gelinen noktada... FETÖ'nün, bulaştığı tüm kişi ve kurumları iflah olmaz noktaya götürdüğü, FETÖ'cülerin puslu ortamdan yararlanarak kaos ajandasını hayata geçirmek için uğraştığı hiç akıldan çıkarılmamalıdır. Türkiye'nin, sağduyuya her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.