Kaybeden Müslümanlar, peki ya kazananlar?
Küresel aktörlerin kurguladığı, Ortadoğu'da kendi halklarından kopuk yönetimlerin oyunculuğunda devam ettirilen bu gerilim senaryosu, artık çatışmanın eşiğine de geldi. Çeşitli vesilelerle ifade ettiğimiz gibi bölgemizde, "mezhep ve etnik temelli bölünmenin düşük yoğunluklu savaş" düzeyinde sürmesi, ülkeler arasındaki güven köprülerinin yıkılması isteniyor. Bu bölünmüşlük, Batı blokundaki savaş endüstrisi ve finans sektörü için fırsatlar üretiyor. Üstelik bölünme sadece Sünni-Şii ayrımına dayalı da değil artık.
Sünni ülkeler de -son Katar krizinin gösterdiği şekliyle- alt gruplara ayrılmakta.
Öteden beri söylediğimiz husus ise bu bölgenin kendi kaderini kendisinin tayin etmesi, farklı hesapları olan yabancı güçleri sahaya sokmaması gereği. Aslında bunun için biraz da geç. Suriye'nin durumu ortada.
Ülke, üçüncü taraflar ve maşalarla fiilen parçalanmış halde ve ateşkes çabalarına rağmen değişik etnik-inanç grupları arasındaki derin yaralar da kolay kolay kapanmayacak. Suriye'yi bir arada tutma adına geliştirilecek zoraki planlar ise Şam'ı sürekli müdahaleye açık bırakacağı gibi komşu ülkeleri de güvenlik stresi altında tutacak.
Mesele o ki gerginlik kontrolden çıkıp, İslam dünyasının iki büyük devleti arasında bir sıcak çatışmaya dönüşmesin!
Bugün kimsenin göze alamayacağı bu ihtimal, "akıl tutulması" ile malul Ortadoğu liderlikleri düşünüldüğünde yine de ciddi.
Son olarak, bütün bu olup bitenlerden -şimdilik- avantajlı çıkan sadece İsrail. Arap dünyası bölündü, askeri kapasitesi kalmayan ve eskisi kadar tehdit üretmeyen Suriye dağıldı, İran yönetimi ABD'nin açık hedefi haline geldi, Irak bitti, Mısır rejimi yedeğe alındı, Türkiye ile ilişkiler bir şekilde yoluna konuldu.
Özetle...
Dikkat, dikkat, dikkat! Gün, etrafımızda olup bitenden ibret alma, birlik ve beraberliğimizi koruma günü, hesaplaşma günü değil.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- DEM-İmralı... Devlet aklı... İhtiyat! (28.11.2024)
- Bakan Fidan... Ve satır arası okumaları (26.11.2024)
- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Nükleer savaş riski var, şaka değil (24.11.2024)
- Pandemi sonrası toplumun ruh sağlığı! (23.11.2024)
- Ekonomiye dair kısa Notlar... (21.11.2024)
- Küresel zirveleri etkileme kabiliyeti... (20.11.2024)
- G20 Zirvesi... Erdoğan, Rio’da Biden’ı uğurlarken... (19.11.2024)
- AK Parti... Değişim, Değişiklik, İhtiyat! (16.11.2024)
- Etki ajanlığı mı, yeni nesil casusluk mu? (14.11.2024)
- Geleceğe hazırlanmak… (12.11.2024)