Almanya: “Göz hizasından konuşmak”

Türkiye-Almanya, Türkiye-AB ilişkilerinin zorlu seyri, 'Düzelir nasılsa' diye geçiştirilmeyecek kadar uç noktalara savruluyor.
Avrupalı siyasilerin, ölçüsüz ve tehditkâr beyanlarına, önyargının doruklarına çıkan AB İlerleme Raporu'nun eklenmesi, buna karşın üst perdeden yapılan açıklamalara Ankara'nın aynı tonda ve kararlı cevaplar vermesi yepyeni bir duruma işaret ediyor. Bu gerçeği, şok edici şekilde kavrayan isimlerden biri de geçen hafta Ankara'da temaslarda bulunan Alman Devlet Bakanı Maria Böhmer oldu. Böhmer, Türkiye'deki iç huzur ve istikrarın Almanya'da da izdüşümleri olduğunu kabul etti. Türkiye'yi köşeye sıkıştırmaya dönük eski usul yaklaşımların artık karşılığı olmadığını, istikrarsızlık üreten her hamlenin önce Almanya'ya, ardından tüm Avrupa'ya yayılabileceğini iliklerine kadar hissetti. Alman Bakan'a, Türk mevkidaşlarının "Bizimle ancak göz hizasında konuşabilirsiniz, yukarıdan bakan konuşma alışkanlığını terk etmeniz gerekir" yönlündeki tavsiyesi, gelecek günlerin nelerin habercisi olduğunu gösterecek kadar önemli idi.
15 Temmuz sosyolojisini, milletteki karşılığını, Ankara'nın yeni güvenlik doktrinini Avrupalıların bir kez daha değerlendirmesi çok faydalı olacak. Aksi takdirde zaten gevşeyen bağlar koptu mu, ödenecek fatura sadece Türkiye sınırlarında kalmaz!
DUNFORD "ŞİMDİLİK İKNA ETTİ!"
Ankara, ABD Genelkurmay Başkanı Dunford ile stratejik bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Diplomatik kaynakların aktarımı, 'ihtiyatlı iyimserlik' içeriyor. Ama 'problem sürüyor!' Nedir o? Konunun ihtiyat tarafında, ABD'nin Türkiye'nin temel kaygılarını anlaması ve belli taahhütlerde bulunması var. Yani, Musul ve Rakka'da etnik ve mezhebi oldubittiye izin verilmemesi, Musul'a Şii, Rakka'ya Kürt unsurların girmemesi, YPG'li teröristin Münbiç'ten çekilmesi gibi. Lakin konunun problem tarafı da çetrefilleşiyor.
ABD giderayak DEAŞ ajandasında başarılı görünmeyi önemsiyor. Bu nedenle, ÖSO'nun El Bab'a ilerleyişi yavaşlatılarak, YPG terör unsurlarının enerjisinin dağıtılmamasına çaba gösteriliyor. Bu kırılgan dengenin kolay değişmeyeceği bir döneme hazırlanmak gerekiyor. Son bir bilgi... Halep'ten gelen haberler de iç açıcı değil maalesef. Rusya'nın, tüm uyarılara rağmen Halep'i yerle bir etmeye hazırlandığı kaygısı giderek artıyor!
NOT: Büyük lider Atatürk'ü rahmet ve şükranla anıyoruz...
TRUMP... FIRSATLAR-RİSKLER
ABD seçimleri kimilerine göre sürprizle sonuçlandı. Oysa ibrenin Trump'a döndüğüne dair ipuçları vardı. Sanki 'Derin Amerika' programını güncellemiş ve Trump'la pazarlığı sonuçlandırmıştı.
Neticede karşımızda, oportünist, battığında bile çıkmayı başaran ABD rüyasının simgesi bir işadamı var.
Trump, zafer konuşmasında çok şey söyledi ama en çarpıcı olanı 'Gizli Servis' üzerinden verdiği mesajdı. Yerleşik düzenini sorgularken gidebileceği sınırın, gerektiğinde Başkan'ı bile feda edebilen dinamikler olduğunu peşinen kabul etti. Trump'ın ABD'si, 'küresel bayilik sistemi' gibi işlemeye aday. Dışarıda, 'Ortaklarımla ne kazanırım, karşılığında ne kadar pay dağıtırım?' anlayışına dayalı bir 'iş diplomasisi' başlayabilir. İçeride ise 'ABD'yi yeniden inşa' iddiasıyla, kurumların modernizasyonuna dayalı harcama süreçlerine paydaşların ikna edilmesi gerekebilir. Zorluk şu ki... Topal ördek Başkan Obama küresel enkaz bıraktı.
ABD, aynı anda iç ve dış enkazı kaldırmayacağı için 'bölgesel güçler kendi kaderini kendisi tayin etmeye yönelebilir.' Bu kaotik tablo Türkiye'ye fırsatlar sunduğu kadar uzun dönemli riskler de üretebilir!