15 Temmuz darbe girişimi sonrası, kamuoyunu en fazla rahatsız eden hususların başında ABD ve AB liderleri ile batı medyasının tutumu geliyor. Batı bloğunun, darbeyi ve Türkiye iç dinamiklerinden gelişen milli duruşu kabullenememesi bir yana adeta darbecilerin haline üzülür tavır takınması da başlı başına bir mesele.
Dün, Çankaya Köşkü'nde dar kapsamlı ve önemli bir toplantı düzenlendi. Gazeteciler, akademisyenler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, "15 TemmuzDarbe Girişimi veKamu Diplomasisi" konusunu masaya yatırdı.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un ev sahipliğindeki toplantıda, "15 Temmuz'da sergilenendemokratik direniş, 7 AğustosYenikapı Ruhu'nun önemi, ülkedeki sağlananbirlik ve beraberliğin yeni anayasaile taçlandırılması gereği, yapısaldemokratik reformların mutlaka sürdürülmesi,FETÖ ile mücadelenin sulandırılmaması,adli ve idari kararlarda özen,FETÖ'nün hedef şaşırtma veya kapsamıgenişletme taktiklerine karşı yüksekduyarlılık, Türkiye'de giderek artan ABDve batı karşıtlığı, küresel etkileme gücüolan kişi ve kuruluşlarla ilişkiler" gibi başlıklar konuşuldu.
***
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, FETÖ'nün uluslararası arenada yürütebileceği algı operasyonlarına dikkati çekti ve üç önemli alana işaret etti: 1- Türkiye ekonomisinin kötüye gittiği iddiasını yayma. 2- Dış politikada, "eksenkayması yaşanıyor" çarpıtmasına taraftar bulma. 3- İnsan hakları ihlallerinin yaşandığı ülke imajının yerleştirilmesine ilişkin kurgular!
Bu noktada, Ankara'nın, ABD ve AB ekseni ile ilişkilerinin kopacağı tezlerine karşı verilen yanıt çok net: "Türkiye'nin kendi eksenivardır. Çok boyutlu, çok taraflı, aktifdış politika sürdürmektedir. İnişli çıkışlıdış politik gelişmeler, reel politiğin debir gereğidir. Ama hiçbir zaman ilişkilerinkopması anlamına gelmez!"
***
Darbe girişimi ve öncesindeki olaylar dizisi ile Türkiye'nin siyasi ve ekonomik istikrarının bozulmasının hedeflendiği ve bilhassa 15 Temmuz gecesi sahneye konulan senaryo ile Türkiye'nin dış müdahaleye açık hale getirileceği katılımcılarda genel kabul gördü.
Peki, "Batılı ülkelere ve müttefikkamuoylarına darbe girişimi anlatılamadımı, yoksa anlamak mı istenmiyor?"Ortak cevap, "Anlamak istemiyorlar. Amabıkıp usanmadan anlatmaya devam edilmeli,sadece siyasileri, medyayı değil,yumuşak güç unsurlarını da içeren uzunsoluklu strateji izlenmeli" oldu.
Türkiye'nin, kendisine biçilen role razı olmaması, "dünya beşten büyüktür" fikrini savunması, Cumhurbaşkanı TayyipErdoğan'ın şahsında anlam ve değer bulan sorgulayıcı politik çıkışların birçok hesabı bozmasının yarattığı küresel reaksiyonlar da kayda geçirildi. FETÖ'yü anlatma aşamasında ise bu karanlık yapının, batılı mantıkla kavranmasına imkân sağlayacak kavramlaştırma eksikliği de konuşuldu. "Mesiyanik terör" tanımı üzerinden gidilmesi önerildi.
***
Ve son nokta... Kurunun yanında yaşın yanmaması, içeride ayıklanan FETÖ'cü unsurların farklı karakteristikte toplumsal soruna dönüşmemesi, dışarıdaki FETÖ'cü unsurların ise ikinci, üçüncü nesil temsilcileriyle gelecekte Türkiye karşıtı diyaspora kimliği kazanmaması...
Bu hususta Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş şu tespiti paylaştı: "Çok dikkatliyiz,hata varsa düzeltiyoruz. Yaş çokyansa idi bize onlarca başvuru gelirdi. Tek tük geliyor. Onlara da baktırıyoruz. Bu terörist yapı ile bağlantısı olan bedeliniödeyecek. Bu, acayip bir örgüt veesas adamları kripto vaziyette. Yani safolmamak lazım. Darbe başarılı olsa idi,kimseye acımayacaklardı!"
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.