Terörle mücadele operasyonları etkili biçimde devam ederken, "yeni çözümsüreci" adı altında kafa karıştırıcı önerilerin piyasaya sürülmesi acaba tesadüf mü? Bir başka anlatımla; devlet aklı, terör unsurları silahtan arındırılıncaya kadar mücadeleyi sürdüreceğini ilan etmişken, diyalog başlatılmasını kimler, neden istiyor? Son olarak ABD'nin Ankara Büyükelçisi JohnBass'ın, meşru zeminde konuşma ortamı tesis edilmesi önerisini nasıl yorumlamak gerek? Ve bütün bu arayışların, Cumhurbaşkanı TayyipErdoğan'ın "terörlesonuna kadar mücadele" kararlılığını açıklamasının ardından yoğunlaşması neye işaret ediyor olabilir?
***
Meselenin perde arkası için Washington'daki kulislere dönmekte fayda var. Anlaşılan o ki ABD yönetiminin politika yapıcı aktörleri Ankara'ya şu üç konuda mesaj veriyor: 1- PKK ile mücadelenizde size daha fazla destek sağlayalım. Ama PKK=PYD demekten vazgeçin. PYD, Suriye'de DEAŞ'ı geriletmek için sahada bize lazım. PYD, PKK geçişkenliği için önlem almaya çalışalım. Hem sizin hem de bizim beklentilerimizi karşılayan ara formül bulalım... Ankara'nın bu yaklaşıma yanıtını tahmin etmek güç değil. PKK=PYD=YPG... Üstelik ABD'nin YPG ile Suriye'deki işbirliği, Suriye sınırına yakın bölgede Türk güvenlik güçlerinin devam eden operasyonlarına karşı, PKK'nın elini güçlendiriyor. 2- Yine ABD tarafının, "Terörle mücadeleTürkiye'nin meşru hakkı ama..."demesini de not etmek gerek. "Ama" ilebiten cümlenin arkasından gelen ifadeler pekiç açıcı değil. Mealen... "Terörle mücadeleoperasyonlarında sivil halk zarar görebiliyor. Hatta insan hakları ihlalleriyaşanabiliyor. Bu noktada, batı kamuoyundaoluşan baskıyı yönetmekte zorlanıyoruz!"Özetle, Washington, "Eliniziçabuk tutun" demeye getiriyor. Bundansonrası ise daha önemli! 3- Görünen o ki Amerikan devletinin derinlikleri, terör örgütü PKK ile Ankara arasında yeni bir süreci teşvik etme aşamasında.
Bir adım ileri gidilerek, "Silahlar sussun", (bırakılsın değil henüz), PKK ile müzakerelerbaşlasın, isterseniz arabulucuda oluruz!" şeklinde nabız da yoklanmakta. Netice olarak... Cumhurbaşkanı'nın açıklamaları, sadece içeriye dönük değil, kendine rol biçen farklı uluslararası çevrelere göre de değerlendirilmeli!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.