Ramazan cennetin anahtarıdır
Ramazan ayı, şeytanların zincirlendiği, kabir azabının hafifletildiği, Yüce Kitap'ın inmeye başladığı, içinde Kadir Gecesi gibi çok önemli bir zaman dilimini barındıran bir aydır. Bugün ramazanın birinci günü. Oruçluyuz, şükürler olsun, Ramazan-ı Şerif'e ermenin mutluluğunu yaşıyoruz. Zor günlerden geçtiğimiz bugünlerde, Rabbim orucumuzu, namazımızı, duamızı ve tüm ibadetlerimizi kabul etsin. Rabbim hepimize bu bereketli aydan en güzel şekilde istifade edebilmeyi nasip etsin. Rabbim bu mübarek günler hürmetine felaketleri bizden uzak etsin. Bu sıkıntılı günler uzakta kalacak inşallah.
Oruç, sahurla -imsak vaktiyle- başlar ve iftarla -akşam ezanıyla- sona erer. Oruçlu kişi bu saatler arasında bir şey yemeyecek, içmeyecek ve eşiyle yakınlaşmayacaktır. Nefsani arzularına geçici bir süre için ara verecektir. Allah'ın diğer zamanlarda helal kıldığı şeyleri belli zaman diliminde kendine haram kılacaktır. Bu bir nefis terbiyesi, bir fedakârlık hamlesidir.
DEPREMZEDELERLE İFTARA OTURALIM
Oruç, yememek ve içmemekten ibaret değildir. Asıl oruç kalple ve diğer azalarla tutulur. Rabbine tevekkül ederek kulluk derecesini yükseltmiş insanların orucu, kalp orucudur. Hz. Peygamber (SAV), "Siz oruçluyken biri size sataşırsa 'Ben oruçluyum' desin" buyuruyor.
Bu çok zor. Nefsimizi dizginlemek, kendimize hâkim olmak hakikaten zor. İşte oruçlu olduğumuz günler, zoru başarmamız gereken günlerdir. Belki beceremeyeceğimizi düşünüyoruz. Ama bu yolda gayret etmek hepimizin vazifesi.
Dilimizle oruç tutalım; sadece doğruyu, güzeli söyleyelim. Yeri geldiğinde susalım. Gıybetten özellikle kaçınalım. Gözümüzle oruç tutalım; harama bakmayalım. Kulağımızla oruç tutalım; harama kulak vermeyelim. Harama yaklaşmayalım. Helal yiyelim.
Kalbimizle oruç tutalım; Allah'ın rızasını dileyelim. Oruçtan hoşnut olalım.
Bu ay bizlere sunulmuş büyük bir fırsattır. Fırsatı iyi değerlendirmeliyiz. Belki bir daha bu fırsatı yakalayamayız. Geçen sene bugünleri yaşayıp bugün aramızda olmayanlar var. Günahlardan pişman olarak kendimize yeni bir rota çizelim. Fırsatı tepmeyelim. Ramazan günlerinde camiye ve oruca insan kazandıralım. Camiye, cumaya, teravihe giderken mutlaka yanımıza birini almaya gayret edelim.
Bu ramazan zengin ve lüks sofralar yerine daha mütevazı sofralar kuralım. İmkânı ve şartları müsait olanlar afet bölgelerinde depremzedelerle bir araya gelip iftar ve sahur sofralarında oturmaya çalışsınlar. Bu yıl böyle yapalım.
Belki yaralı ve hüzünlü gönülleri dinlendiririz. Ramazan, ahiret için bir sermaye, cennet için bir anahtar.
Birbirimize nefret nazarıyla bakmak yerine sevgiyle kucaklaşalım. Bir arada olalım, birbirimiz için dua edelim. Hangimizin duası kabul olur, sadece Allah bilir.
***
PEYGAMBERİMİZİN HADİSLERİNDE RAMAZAN VE ORUÇ
BİR DUA
Hz. Aişe'nin duası
Ey Allah'ım! Ben senden hayrın tamamını, şu anda olanını, geleceğini, bildiğimi ve bilmediğimi talep ederim. Şerrin bütününden, şu anda olanında ve geleceğinden, bildiğimden ve bilmediğimden sana sığınırım. Senden cennet ve cennete yaklaştırıcı söz ve hareketleri isterim. Ateşten, ateşe yaklaştırıcı söz ve hareketlerden de sana sığınırım. Senin kulun ve Resul'ün Muhammed'in (SAV) senden istediği hayrı senden istiyorum. Kulun ve Resul'ün Muhammed (SAV) her neden sana sığınmışsa ben de aynı şeyin şerrinden sana sığınırım. Senden isteğim, bana herhangi bir işi takdir buyurduğun zaman onun neticesini doğrulukla sona erdirmendir. Ey rahmet edenlerin en fazla rahmet edeni! Bütün bunları rahmetinden talep ederim...
BİR AYET
"(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur'an'ın kendisinde indirildiği ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez." (Bakara-185)
BİR HADİS
"Oruç perdedir. Biriniz bir gün oruç tutacak olursa kötü söz sarf etmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa 'Ben oruçluyum' desin (ve ona bulaşmasın)." (Buhari)
SORU - CEVAP
Namaz ve oruç ayrı iki farzdır. Elbette ki Müslüman'ın beş vakit namazını kılması ve orucunu tutması gerekir. Bu farzdır. Ancak namaz kılmayan veya kılamayan bir kişiye "Oruç tutamazsın" deme hakkına sahip değiliz. Kişi neyi yapabilirse o onun için iyidir. Tümünü yapamayana, tümünü terk et demek doğru değildir.
Mukabele, karşılıklı Kur'an'ı takip etmek demektir. İyi bilen biri Kur'an'ı okur, diğerleri de takip ederler. Hz. Peygamber her yıl ramazanda bir kez Cebrail'e, inen ayetleri okur, Cebrail de takip ederdi. Mukabele, ramazan ayının güzel bir geleneğidir.
Hz. Peygamber regl günlerinde kadınların oruç tutmayacaklarını ifade buyurmuştur. Bu, kadınlar için bir rahatlıktır. Daha sonra tutmadıkları günleri kaza ederler.
Elbette takip edebilirsiniz. Ancak sizin de okunan ayetleri dilinizle ve gözünüzle takip etmeniz gerekir. Yoksa sadece dinleme sevabı alırsınız. Hatim yapmış olmazsınız.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Büyük Rus yazar Tolstoy’un İslam ve Peygamber hayranlığı (22.11.2024)
- Dindarlık zayıflıyor mu? (15.11.2024)
- Büyük yazar Victor Hugo’dan Hz. Muhammed şiiri (08.11.2024)
- Vefasız insanlar olduk (01.11.2024)
- Mısır’dan izlenimler (25.10.2024)
- Kendimizi sorgulayalım (18.10.2024)
- Hayırlı evlat yetiştirelim (11.10.2024)
- İslam’a sistematik saldırı yapılıyor (04.10.2024)
- Süte su katınca bozulduk (27.09.2024)
- Ahir zamanda neler olacak?.. (20.09.2024)