Prof. Dr. Deniz Ülkü Arıboğan, önceki gün Twitter'dan MNG Kargo'ya şu tweet'i attı: 'Bravo @mngkargo, 22 Haziran'da İstanbul'dan G.Antep'e bayram için yolladığım badem ezmesi bugün alıcıya ulaşmış. Şimdi çöpte! Tebrikler!' MNG Kargo Destek Hattı'ndan da şu yanıt geldi: 'Merhaba, iletişim bilgilerinizi DM üzerinden ilettiğinizde size memnuniyetle yardımcı olabiliriz. Teşekkürler.' Bu yanıt, otomatik mesaj aslında. Ama Arıboğan da şu tweet'i atarak otomatik mesajın ayarını bozdu: 'Boşverin DM'yi. Yaşlılar badem ezmesi sever; @Darulaceze'ye 10 kutu badem ezmesi yollayın; barışalım.' Bu tweet'ler sosyal medyada yayılınca MNG otomatik mesajı devre dışı bıraktı ve normal bir insanın yazdığı tweet'le olayı tatlıya bağlandı.
Sadece MNG Kargo değil, birçok şirketin sosyal medya iletişiminden anladığı; otomatik mesaj. Halbuki artık birçok insan 'DM'den size ulaşalım' demeyi samimi bulmuyor. Ve genelde de DM'den sorunlar zor çözülüyor, bazen hiç çözülmüyor.
Müşteriler de çareyi markaların CEO'larına, yöneticilerine yazmakta buluyor. O zaman sorununuzla anında ilgileniyorlar. Markalar az eleman çalıştırma derdindeler ya da sosyal medya ajansları az editör çalıştırıp otomatik mesajla durumu idare etmeye çalışarak müşterilerini kandırıyorlar.
Ve böylece sosyal medyanın aynı zamanda markaların imaj yönetim alanları olduğu görmezden geliniyor. Halbuki sosyal medyada yazılan olumuz bir mesaj anında çığ gibi büyüyor, kriz yönetilemeyince markaların imajları büyük zarar görüyor.
Markasına değer veren, otomatik mesaj yazmaz!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.