
Menajer Ayşe Barım, hakkında Rekabet Kurulu'nun başlattığı soruşturmanın Gezi tartışmasına dönüşmesinden çok memnun olmalı.
Zira sektörlerdeki tekelleşmeyle ilgili sağlıklı bir yüzleşme başlamıştı. İlk kez bir konuda insanların ideolojik davranmadan tartışmaya katıldıklarına şahit oldum. Dizi izleyicileri ve üreticileri yan yana gelmiş çekilen "kadın düşmanlığı" jokerine aldırmadan çatır çatır işleyişi sorguluyorlardı.
Mehmet Günsür, Halit Ergenç, Nejat İşler gibi isimlerin ifadeye çağrılmasıyla hava bir anda tersine döndü.
Bir aydınlanma yaşayan ve samimi şekilde meseleyi takip eden vatandaş tartışmadan çekildi. Düne kadar Barım'ın düzenini eleştiren piyasadan isimler bile vestiyere astıkları önyargılarını geri aldılar. Dahası soruşturmayı eleştirmeye başladılar.
Çünkü bir kesim için artık tartışmaya devam etmek Gezi karşıtlarının değirmenine su taşımaya eş değerdi. Konuya politik at gözlükleriyle bakmayan 'sokaktaki vatandaş' da işin dönüp dolaşıp 12 yıl önceki bir meseleye gelmesinden işkillendi.
Öyle ya, Barım'ın ve ifadeye çağrılan isimlerin Gezici olduğu sır değil. Şimdi başka telden çalsalar da memlekette o dönem 'dokunulmazlık' için Gezi'de poz vermeyen "ünlü" mü var ki?
Elbette yargının kamuoyu algısını yönetmek gibi bir görevi yok. Soruşturma ve kovuşturma süreçlerini "Şöyle düşünülür, algılanır" diyerek yürütemezler.
Peki sonuç?
Gazeteci Emrullah Erdinç ifadeye çağrılanlara "Gezi Parkı'na kendi iradeleriyle mi gittikleri yoksa Ayşe Barım'ın yönlendirilmesiyle mi eyleme katıldıklarının" sorulduğunu daha sonra serbest bırakıldıklarını aktarıyor.
Ne olacaktı? Kim bu soruya "kendi irademle gitmedim" cevabını verir ki?
Kuru gürültü sayesinde, bu medyatik davada Gezici kitlesini arkası alan menajer memnun olmasın da kim olsun?
***

TRUMP DÖNEMİNDE CIA
ABD Başkanı Donald Trump'ın Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörlüğü'ne aday gösterdiği John Ratcliffe de Senato'da ilk hamlesini yaptı.
CIA tarafından yapılan açıklamada, Covid-19 virüsünün "muhtemel kaynağının" Çin'in Wuhan kentindeki bir laboratuvar kazası olduğu belirtildi.
Açıklamada, Covid-19 salgınının kaynağının doğal sebeplere nazaran, "araştırma kaynaklı olma ihtimalinin daha yüksek olduğu" değerlendirmesinde bulunuldu.
ABD Senatosu tarafından hafta başında onaylanan yeni CIA Direktörü, uzun zamandır Covid-19 salgınıyla ilgili olarak laboratuvar sızıntısı teorisinin en makul açıklama olduğu görüşünü dile getiriyordu. Çin ve Çin Komünist Partisi'nin oluşturduğu tehditlere odaklanmaya devam edilmesi gerektiğini ısrarla savunduğunu da biliyoruz.
Ancak ABD'nin dış politikadaki hedefleri için faaliyet gösteren CIA'nın bu tavrı bir şaşırtma da olabilir.
Zira söz konusu açıklamada "herhangi bir mevcut güvenilir yeni istihbarat raporunun veya açık kaynaklı bilginin" değerlendirmeye devam edileceği vurgulanarak Çin için açık kapı da bırakılıyor.
Ratcliffe, Joe Biden'ın kazandığı 2020 başkanlık seçimleri öncesi, e-postalarla ABD'deki seçimleri manipüle etmeye çalıştığı iddiasıyla İran'ı sorumlu tutmuştu. Joe Biden'ın oğlu Hunter'ın bir tamirciye bıraktığı kişisel bilgisayarında bulunan belgelerin "Rus dezenformasyonu" olduğunu iddialarına muhalefet etmişti.
ABD basınındaki yorumlardan anladığım kadarıyla da Orta Doğu'yla kurumun eski başkanı kadar ilgilenmesi de beklenmiyor.
***

ATMAYIN, SATMAYIN MUHARREM BEY, LAZIM OLUR
CHP'li gazeteciler, Muharrem İnce'ye CHP'den davet geldiğini, İnce'nin bir hafta on gün içerisinde törenle partiye katılacağını iddia ediyorlar.
Özgür Özel'le de Kemal Kılıçdaroğlu'yla da görüşmüş.
Peki böyle bir şey olur mu?
"Sen FETÖ'yle PKK ile yumuşak bir ilişki içinde olursan bu millet dolar 100 lira bile olsa yine sana oy vermez" diye seslendiklerine "evet" der mi?
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
Muharrem Beyin kararı olumlu olursa Memleket Partisi'ni kapatmasın derim. Dursun bir köşede.
2023 seçimlerinde yüzüstü bıraktığı partililerinden geriye kim kaldı bilinmez ama kendisine sahte kaset operasyonu çekenlerin de ne yapacakları hiç belli olmaz.