İstanköy
İstanbul dev bir şehir. Diğer hizmetleri bir kenara koyun, milyonlarca insanın çöpünün alınması, musluğuna su götürülmesi, ulaşımının sağlanması bile başlıbaşına bir iş.
Dolayısıyla bu göreve talip olup kazanan yerel yöneticilerin işlerine dört elle sarılmaları, tüm mesailerini İstanbul'a ayırmaları şart.
Gelin görün ki, "Kimilerine yakışmaz ama tatil bana çok yakışıyor" diyen bir belediye başkanımız var. Kendisine İstanbul'da denk gelmek zor.
Sık sık uçak dolusu yandaş gazeteciyle birlikte Avrupa kentlerini ziyaret ediyor. Boş zamanlarında ise yerel yöneticiliği kendine layık görmediği için Cumhurbaşkanı'yla polemiğe giriyor. Enerjisini, belediyenin kaynaklarını parti içi iktidar mücadelesine harcıyor.
Sonuçta da İstanbul günden güne mega bir köye dönüyor. İki saat yağmur yağınca şehir felç oluyor. Dün de akıl almaz bir metrobüs kazası yaşandı. 1 vatandaş öldü, 2'si ağır 53 yaralımız var.
Hadi ilk dönem geçmiş yıllarda yapılan yatırımlarla bir şekilde idare ettik. Ancak hazıra dağ dayanmaz. İstanbul bu başıboşluğu bir 5 yıl daha nasıl kaldıracak merak diyorum.
***
CUMHURBAŞKANI'NDAN RANDEVU ALIN CEMİL BEY
İzmir Körfezi'ndeki korkutucu kirlilikle ilgili yazım üzerine Büyükşehir Belediye Başkanı'nın basın ekibinden aradılar. Şöyle söylüyorlar:
"Sizin de asılsız haberlerin etkisiyle 'Ölen balıklar İzmirli değilmiş, içimiz rahatladı' başlığı altında ve eleştirel bir dille köşe yazınıza konu ettiğiniz şekilde bir açıklama Sayın Cemil Tugay tarafından yapılmamıştır. Kendisinin basın toplantısında net bir şekilde dile getirdiği mesele, Körfez'de balık ölümlerine neden olan organizmaların, uluslararası deniz taşımacılığı faaliyetleri yoluyla taşınmasıdır. Yani taşınan balık değil alglerdir."
Derdim her gördüğümde kaygılandığım Körfez'in kurtarılması, bağcıyı dövmek değil. Ancak Başkan sonuçtan yakınıyor. Zira pis suları mesken tutan algler bir sebep değil. Onlara davetiye çıkaran Körfez'in bir atık mecrası hâline gelmesine göz yumanlar.
Öyle ya kenti 20 yıldır Tugay'ın partisi yönetiyor. Onca yılda Körfez'i ciddiye alıp bir proje hayata geçirmedikleri, meseleyi konser düzenlemek kadar bile ciddiye almadıkları, Körfez'i kirleten işletmelere yeterli denetim ve yaptırım uygulamadıkları için bugün mevcut başkanın da kabul ettiği felaketle yüz yüzeyiz.
Doğru, Cemil Bey göreve başlayalı henüz birkaç ay oldu. Rengi siyaha dönen Körfez'i bugünden yarına temizlemesini kimse beklemiyor elbette. İzmir'in hâlinden memnun olmayan seçmen de hizmete değil ideolojiye baktığı için yerel yöneticilerin üzerlerinde bir baskı hissetmeleri olası değil.
Ne var ki, değil 5 yıl, kaybedecek bir günümüz bile yok.
Aklıma gelen tek çözüm, Belediye Başkanı'nın Cumhurbaşkanı'ndan randevu alması. Soruna neden olan ihmalleri ve çözüm mekanizmalarını ortaya koyup belediyenin sorumluluklarını üstlenmesi ve yapacaklarını anlatması. Sonunda da elbirliğiyle bu hâle getirdikleri Körfez'in ölüme engel olmak için Ankara'nın desteğini istemesi.
Kısa belediye başkanlığı döneminde iktidardaki rakip partiden destek almadan Haliç'i temizleyen Erdoğan'ın bu konudaki tecrübesi malum.
Evet müdahale şart... Çünkü mesele yalnızca İzmir'in yerel bir sorunu değil. Yukarıdan çekilen görüntülerin açıkça ortaya koyduğu üzere, Körfez'in ölümcül seviyedeki kirli suları kanserli bir ur gibi tüm Ege kıyılarını tehdit ediyor.
***
YETMEZ AMA EVET
Sık sık İstanbul'daki sarı taksi sorununu yazıyorum. Dün nihayet konuyla ilgili somut bir gelişme yaşandı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, 2 bin 500 araçla başlanacak yeni taksi sisteminin kurulması projesi için UKOME toplantısında olumlu görüş belirtti.
Şehirdeki taksi sayısının çoğalması rekabeti artıracak, vatandaşın çilesini kısmen giderecektir. Ancak sektörde standardizasyonun sağlanması için daha sıkı denetimin gerekli olduğu da açık. Bu iş Taksiciler Odası'nın inisiyatifine bırakılmamalı.
***
ZUCKERBERG'DEN PANDEMİ SANSÜRÜ İTİRAFI
Meta CEO'su Mark Zuckerberg, Temsilciler Meclisi Adalet Komitesi Başkanı Temsilcisi'ne yazdığı bir mektupta, Biden yönetiminin 2021'de şirketine Kovid ile ilgili bazı gönderileri kaldırması için "defalarca baskı yaptığını" ve bunu yapmanın "yanlış" olduğunu söyledi.
Pandemide yazılarımıza uygulanan sansürden bahsedince "Komplo teorisi bunlar canım" diyenler, neredesiniz?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- 60 günde Trump’ın elini kolunu bağlayacaklar (20.11.2024)
- Parsel parsel... (18.11.2024)
- Bahçeli’nin Öcalan çıkışıyla balataları sıyırdılar (17.11.2024)
- Eyvah asgari ücret artıyor! (16.11.2024)
- Patronun çırakları (15.11.2024)
- Zulme karşı insanlık ittifakını genişletiyoruz (14.11.2024)
- Sanırsın Trump ABD’ye değil Türkiye’ye başkan seçildi (11.11.2024)
- CHP erken seçim diye diye erken kurultaya gidecek (10.11.2024)
- Yavaş’ı İmamoğlu medyası vuruyor (09.11.2024)
- Trump kazanınca kaybedenler (08.11.2024)