Kuran kursu yansaydı kıyameti koparmışlardı

İstanbul Beşiktaş'ta 12 katlı bir binanın altındaki gece kulübünde çıkan yangında tam 29 kişi hayatını kaybetti. Felaket gündüz yaşandığı için ölenlerin tamamı işçiler. Ya tıka basa doluyken yangın çıksaydı?
Soruşturmadan öğrendiğimize göre, yıllardır açık olan mekânda kaçak tadilatlar yapılmış. Yangın çıkışı, havalandırma yok. Çıkış kapısı kilitli.
Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerden bahsetmiyoruz. İstanbul'un göbeği Gayrettepe'de. Önünden geçenin bakmasa bile göreceği, trafiği caddeye kadar taşan popüler bir mekân. Para basıyor.

Ama her nasılsa tam 9 yıldır itfaiye ruhsatı olmadığını çaktırmadan çalışabiliyor.
Bunca yılda tek bir zabıta, belediye görevlisi bu bara uğramamış mı? "Arkadaş siz burada ne yapıyorsunuz?" diye sormamış mı?
Evet cevabı hepimiz biliyoruz... Sayıştay raporlarına göre felaketin yaşandığı Beşiktaş ve çevresindeki Şişli gibi ilçelerde on binlerce ruhsatsız çalışan işletme var.
Sokaktaki seyyar satıcının peşine düşen belediyeler bunlara karşı aşırı hoşgörülüler. Ve zaten yıllardır da bu hoşgörüleri sayesinde ayakta duruyorlar.
Bu arada eğer yangın gece kulübü değil Kuran kursunda falan çıksaydı medya ölü taklidi yapmazdı değil mi?

***

BELEDİYELERDEN MOBBİNG HABERLERİ GELİYOR
Yerelde iktidarın yüzde 38'ini alarak yarım asır sonra ilk kez birinci parti olan CHP bakalım bu krediyi nasıl kullanacak?
Zira dün bir bugün iki, yıllar sonra AK Parti'den aldıkları bazı belediyelerden mobbing şikâyetleri gelmeye başladı bile.

***

SAHİ, BİR 6'LI MASA VARDI?
10 ay öncesine kadar bir 6'lı Masa'mız vardı? Her gün başında oturanları konuşuyorduk. Ne oldu onlara?
Günah keçisi Kemal Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nun seçilmesiyle, "Bırakmadım" dediği siyasetteki son umudunu yitirdi.
"Anadolu'ya bir çıksam milyonları arkamdan sürüklerim" diyen Ahmet Davutoğlu'nun partisi seçimlerde tek bir ilçe bile kazanamayıp yüzde 0.05 oy aldı.

Ekonomi dehası Ali Babacan yalnızca bir ilçe belediyesi kazandı. Binde bilmem kaç oy aldı.
Milli Görüş'ün İngiliz ekolünden Temel Karamollaoğlu'nun partisi zaten "diğerleri" olarak kayda geçti.
Meral Akşener kongre falan derken biraz konuşuluyor ama onun da varlığı yokluğu artık bir.
Demokrat Parti Genel Başkanı'nın adını o zaman da hatırlayan yoktu.
CHP de zaten bunlardan kurtulduğu için biraz yol alabildi.

***

İSRAİL, İRAN'I KIŞKIRTIYOR
Suriye medyası, başkent Şam'da bulunan İran Büyükelçiliği'ne saldırıyı, İsrail'in düzenlediğini duyurdu. İran Devrim Muhafızları da, İsrail'in Suriye'nin başkenti Şam'daki İran Konsolosluğu binasına düzenlediği saldırıda yedi subayın öldüğünü açıkladı.
İsrail Başbakanı Netanyahu rahat. İnkâr etmek şöyle dursun "Yine yaparız" diyor:
"İran yıllardır doğrudan ya da vekilleri aracılığıyla bize karşı hareket ediyor. Bu nedenle İsrail, İran'a ve vekillerine karşı hem savunma hem de saldırı amaçlı hareket etmektedir. Kendimizi nasıl savunacağımızı bileceğiz ve basit bir ilkeye göre hareket edeceğiz: Bize zarar veren ya da zarar vermeyi planlayanlara biz de zarar vereceğiz."

Bugüne kadar iyi idare eden İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ise "Cevapsız kalmayacak" diyor.
Bu sefer, rest çekmiyor, doğru söylüyor.
Zira artık duvar sıkıştı. İsrail'in beklediği hamleyi yapmak zorunda.
Gazze'deki durumun devam ettirilemeyeceğini gören Biden yönetimi, dikkatlerin seçim öncesi İran meselesine yönlendirilmesine can atıyor. Dün de Gazze operasyonu konusundaki "kaygılarını" dillendirdikten sonra olası bir İran-İsrail çatışmasında tavırlarını ilan ettiler. Kasım seçimlerine kadar kaşıyacaklar.
Trump'ın bir anda "Netanyahu'ya çok açık şekilde söylediğim şey şu: Bu işi bir kenara bırakın, barışa geri dönelim ve insanları öldürmeyi bırakalım" demesi ve Biden'ı eline yüzüne bulaştırmakla suçlaması bu stratejiye cevap.
Ukrayna, Gazze derken İran cephesi de açılıyor.