MELİH ALTINOK

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın TÜGVA etkinliğinde yaptığı şu konuşma cuma akşamı Türkiye'yi salladı:
"Ardı arkası kesilmeyecek şekilde çalışmalarımı sürdürüyorum. Adeta nefes almaksızın koşturuyoruz. Çünkü benim için bu bir final. Yasanın verdiği yetkiyle bu seçim son seçimim ama buradan çıkacak netice benden sonra gelecek kardeşlerim için bir emanetin devri olacak. Onun için de hazırlıklarımızı buna göre yapıp adımı da buna göre atmamız lazım ki, çok farklı bakanlara karşı gereken cevabı istiyoruz ki 31 Mart akşamı verelim. 1 Nisan'dan itibaren de yeni bir dönemi inşallah başlatalım."
Erdoğan'ın sözlerini Reuters gibi küresel ajanslar anında dünyaya duyururken sosyal medya da yıkıldı.
Reisçiler hâliyle duygusal paylaşımlar yaptılar.



22 yıldır sandıkta yenemedikleri Erdoğan'ı devirmek için tek şansları rakiplerinin yarışa girmemesi olan muhaliflerse garip şekilde hüzünlüydüler. Sevinçten çığlık atmaları beklenirken birbirlerini Erdoğan'ın bırakmayacağına ikna etmeye çalışıyor gibiydiler. Hepsi bir tur, Erdoğan'ın daha önce yaptığı "Son kez adayım" açıklamalarını hatırlattılar.
Oysa sözünü ettikleri açıklamalarda Erdoğan siyasetin farklı makamları için "son kez" adayım diyordu. Şimdi olduğu gibi siyaseti bırakacağım demiyor, yasal engellerden, teamüllerden bahsediyordu.
Elbette bunu onlar da biliyor ama kulaklarına inanmak istememeleri doğal. Bulmuşlar gece gündüz kendileri için çalışan bir Cumhurbaşkanı, bırakırlar mı?
Neyse enseyi karartmasınlar. CHP bir yolunu bulur, Erdoğan'ı bir kez daha Cumhurbaşkanı yapar nasılsa.

***

BUNU DA ANLATIN FELAKET TELLALLARI

Türkiye'nin en önde gelen sorunu hayat pahalılığı ve enflasyon.
Bu sonuçta ekonomi politikalarının ne kadar etkisi varsa yaratılan korku ve panik atmosferinin de o denli payı var.
Soğukkanlı analizlerle durumu tarif etmek varken, sabah akşam "Batacağız, biteceğiz, daha kötüsü geliyor" diye piyasadaki ateşin altını harlayan "ekonomistler" paniği körüklüyorlar.



Kurtuluş Savaşı yıllarında halkın parasına el koymayan Türkiye Cumhuriyeti'nin bankalardaki mevduatları iç edeceği yalanını bile utanmadan dillendirdiler.
Bu sabotaj karşısında piyasaları normalleştirmek için alacağınız hangi tedbir randımanlı çalışır, hızlı sonuç verir siz söyleyin?
Bakın cuma gecesi Fitch'in Türkiye'nin kredi notunu artırmasını hiç konuşuyorlar mı?

***

HEYKEL

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, cuma günü Eskişehir'deydi. Şehirde iktidarda olan CHP'nin 8 Mart Kadınlar Günü'ne denk getirilen son büyük icraatının açılışını yaptı.
Ne icraatı olacak, CHP diyorum, elbette heykel.
Eleştirimin siyasetle ilgisi yok. Ne münasebet.



Zira bir asır önce kadın işçilerin eşit işe eşit ücret mücadelesi sonucu ortaya çıkan 8 Mart'ta aklına gelen en yaratıcı etkinlik kadın heykeli açılışı yapmak olan bir parti ancak mizahın konusu olabilir.
Bu arada heykel de heykel hani. Ne bir kompozisyon var ne de estetik.

***

EDA NİYE GÜLMÜYOR?

Heykel, sanatın temel dallarından.
Akıp giden hayatın bir anını üç boyutlu şekilde, mekânı ve zamanı kapsayacak şekilde yeniden canlandırmak iddialı bir uğraş. Derinlik ve yaratıcılık gerektirdiği kesin.
Bu yüzden yüzlerce yıl önce yapılmış örneklerini bugün ağzımız açık dakikalarca izliyoruz. Michelangelo'nun 1500'de yaptığı Davut Heykeli önünde zamanı unutursunuz.



Peki, 5 asır sonra bir 8 Mart'ta Fenerbahçe'nin açılışını yaptığı milli voleybolcu Eda Erdem heykeli önünde ne kadar kalırsınız?
Bu arada Eda heykeli niye sinirli, erkek gibi?
Herkes açılışta Voleybol Federasyonu Başkanı Mehmet Akif Üstündağ'ın, Erdem'i "Adam gibi adam" sözleriyle anmasına kızıyor ama belli ki heykeltıraşımız da onun gibi düşünüyor.