Kim demiş ‘İstikbal göklerdedir’ diye?
İlk Türk astronotu Alper Gezeravcı, uzay çalışmalarının ikinci gününde.
Ay'a ayak bastığında "Benim için küçük, insanlık için büyük bir adım" diyen Neil Armstrong misali, uzaya çıkan ilk Türk olarak o da "İstikbal göklerdedir" dedi.
Gezeravcı dün uzayda yaptığı ikinci konuşmasında da ilkinde olduğu gibi Atatürk'e ait olduğunu söylediği "İstikbal göklerdedir" mottosunu tekrarladı.
Tarihçiler, Atatürk'ün böyle bir sözü olmadığını söylüyorlar.
Afet İnan'ın kızı Arı İnan çok araştırdığını ancak Atatürk'ün böyle bir sözü nerede kime söylediğine dair hiçbir bilgiye ulaşamadığını anlatıyor. Hatta Atatürk'ün manevi kızı Sabiha Gökçen'e de sormuş. İlk kadın pilotumuz Gökçen de "Acaba Türkkuşu'nun açılışında söylemiş olabilir mi" diye kendini zorlamış ama hatırlayamamış.
Neyse "Niyet iyi" deyip geçelim, Kemalistlerimizi kızdırmayalım.
Zira nedense en çok Atatürk'le ilgili yanlış bilgileri, safsataları deşifre edenlere bozuluyorlar.
Sizce neden korkuyorlar, gerçek Atatürk'ü tanıdıkça Atatürkçü olmadıklarını anlayacakları için mi?
***
ERDOĞAN, 13 YILLIK RAKİBİ KEMAL BEY'İ UNUTMADI
Son seçimlerin ardından emekli olan Kemal Kılıçdaroğlu, bir süredir tuttuğu ofisten çalışmalarına devam ediyor.
Eskisi gibi sosyal medyada fazla aktif değil. Katıldığı cenazelerden, yaptığı görüşmelerden bahsediyor. Siyasete de pek karışmıyor.
Ancak bu sükûnet, etliye sütlüye dokunmaması, parti içinde Kemal Bey'in saman altından muhalefet yürüttüğüne dair söylentilerin güçlenmesine neden oluyor.
Neyse ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Günah keçisi ilan edip yalnızlığa ittiler" diye kendisinden bahsetti de Kemal Bey iktidara bir iki eleştiri yapma imkânı buldu.
Vefa yalnızca bir semt adı değildir!
***
KİM KİMİ UYUTMUŞ?
Sözcü TV'den Fatih Portakal, "Bizi Altılı Masa diye aslında uyutmuşlar. Bu, yürüyebilecek bir proje değilmiş" demiş.
Portakalı kim uyutmuş bilemem ama o da ekrandan az uyutmadı milleti. Gazeteci kimliğini vestiyere asıp ekrandan Altılı Masa'ya oy bile istedi.
Uykulu uykulu ekrana çıktığı yetmiyormuş gibi bir de düşlerini analiz diye seyirciye, seçmene aktaranın hiç mi suçu yok?
***
BÖYLE ARKADAŞ DÜŞMAN BAŞINA
20 Ocak Hrant Dink'in ölüm yıldönümüydü.
Kendilerine "Hrant'ın arkadaşları" diyen ekibin yazılarına baktım. Yine muğlak adreslere göndermeler, tetikçi üzerinden romantik analizler.
Aralarında tek bir satır olsun, iddia olarak bile FETÖ'den bahseden yok.
Oysa geçen 17 yılda mekanizma tüm çıplaklığıyla ortaya çıktı. FETÖ'cü polis şeflerinin, istihbaratçıların oynadıkları rol kanıtlandı.
Dink suikastının, misyoner cinayetleriyle ve kitabevi baskınlarıyla ülkede yaratılmaya çalışılan atmosferin bir ayağı olduğu anlaşıldı. Cumhuriyet mitinglerinin, 27 Nisan Muhtırası'nın altlığı yapılıyordu.
Etyen Mahçupyan boşuna bunlara "Hrant'ın parazitleri" demiyor.
Çoktan toprak olmuş dostumuz Hrant'ı, siyasal iktidara karşı bugünkü pozisyonları tahkim etmek için sömürmeye doyamadılar.
Yaşarken sığ bakış açılarıyla "liboş" diye dedikodusunu yaptıkları Hrant'ı laik bir solcu gibi tarif edip hedef şaşırtıyorlar.
Kendilerini aklarken, davayı karartıyorlar.
"Hrant için adalet" diye slogan atıyorlar ama azmettiricilerin deşifre olmasını, kamuoyu vicdanında mahkûmiyetlerin tescillenmesini, adaletin sağlanmasını engelliyorlar.
Böyle arkadaşlık mı olur?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- DEM, PYD’nin geleceği kadar Türkiye’yi de düşünse... (24.11.2024)
- Atatürkçülük sınıfsal bir tercih (23.11.2024)
- Bu işlerde Mahir (22.11.2024)
- 60 günde Trump’ın elini kolunu bağlayacaklar (20.11.2024)
- Parsel parsel... (18.11.2024)
- Bahçeli’nin Öcalan çıkışıyla balataları sıyırdılar (17.11.2024)
- Eyvah asgari ücret artıyor! (16.11.2024)
- Patronun çırakları (15.11.2024)
- Zulme karşı insanlık ittifakını genişletiyoruz (14.11.2024)
- Sanırsın Trump ABD’ye değil Türkiye’ye başkan seçildi (11.11.2024)