MELİH ALTINOK

Sosyal medyada yaşayan ciddi sayıda insan var. Burada yarattıkları avatarlar olarak yaşamlarına devam ediyorlar. Kamusal alan sadece, sanal hayatları için malzeme toplamak üzere çıkmak zorunda oldukları bir cangıl.
2000 öncesi "analog zamanları" görenler, oluşan simülasyonun gerçekliğini kısmen sorgulayabiliyorlar. Ancak İnternet çağının içine doğan neslin tüm gerçekliği sanal dünya.



Geçtiğimiz günlerde Kai Cenat isimli bir Twitch yayıncısının, bedava PlayStation dağıtacağını söyleyerek takipçilerini "gerçek hayata" davet etmesi üzerine gelişen olaylar durumun vahametini çok iyi yansıtıyor.
New York'ta Square Park'ta toplanan binlerce genç önce birbirlerine giriyorlar, sonra da polise dalıyorlar... Basında yer alan haberlere göre olaylar tüm Manhattan'a yayılmış ve büyük kaos yaratmış.
Görüntüler zombi filmlerindeki sahnelere benziyor.
Ve insanın aklına ister istemez Matrix'deki o çarpıcı yüzleşme sahnesinin mottosu geliyor:
"Gerçeğin çölüne hoş geldiniz!"

***

İMAMOĞLU ERZİNCAN'A GİDECEK Mİ?

Kılıçdaroğlu geçtiğimiz gün özel uçağına atlayıp Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül'ün konuğu olarak Erzincan'a uçtu.
Az bile... Zira Kemal Bey, Sarıgül'ün rakibi İmamoğlu üzerinde etkili bir koz olduğunu görüyor. Ne kadar jest yapsa az.



Baksanıza İmamoğlu da kendisine "Aslan parçası" diye meydan okuyan Sarıgül'ün, "Seçimden önce buralara bir kez gittiniz mi" diye sorduğu şehirlere gidecekmiş. İBB Başkanı 7-8 Ağustos tarihlerinde Elazığ ve Tunceli'de olacakmış.
Sarıgül Erzincan'ın adını da zikretmişti... Belli mi olur, bir bakarsınız İmamoğlu Mustafa Beyin kalesini de programına ekler.

***

DEPREMİ UNUTTUK MU?

24 yıl önceki 1999 depremini yıllarca konuşmuştuk.
6 Şubat'ta 15 şehri vuran asrın felaketini ise üzerinden 6 ay geçmesine rağmen sanki unuttuk gibi.
İlk günlerde sosyal medyada esen havayı düşünüyorum da... Hiç unutmayacakmışız gibiydi.
Anlaşılan sanal olarak tatmin olduk, bitti.

***

EVLİYE EV YOK!

Yakın zamana kadar kiralık ev ilanlarının vazgeçilmezi "Bekara, öğrenciye verilemez" maddesiydi.
İzmir Emlak Kulübü Derneği Başkanı Rıdvan Akgün bu durumun değiştiğini "yeni normalimizin" tam tersi olduğunu anlatıyor.



Artık ev sahipleri üniversite son ya da 3. sınıf öğrencilerini bir de evlenir gider diye düşündükleri bekarları tercih ediyorlarmış.
Anlaşılan piyasa koşullarıyla birlikte ev sahiplerinin göze aldıkları risk oranı da arkasına saklandıkları "ahlak" anlayışları da değişmiş.

***

İSTANBUL'UN BOĞAZI TIKALI

İstanbul bir nimet olarak orta yerinden geçen Boğaz'ı kullanamıyor. Son dönemde Aşiyan-Üsküdar gibi birkaç ulaşım hattı açıldı ancak yetkililer hala Boğaz'ı şehrin trafik sorunun çözülmesinde bir alternatif olarak görmüyorlar.
Oysa Boğaz'ı ulaşımda daha fazla kullanmak, İstanbul'un ana arterlerini tıkayan "köprü trafiğini" büyük oranda rahatlatır. Sadece büyük hantal vapurlardan bahsetmiyorum. Küçük teknelerin yanaşabileceği mütevazı iskeleler işimizi görür. Birçok insana da iş imkanı sağlar.



Uzun vadede de tankerlerin, tehlikeli yükler taşıyan ucube görünümlü dev gemilerin boğazdan geçişlerinin engellenmesi şart.
Tabii bu ancak İstanbul'un kent merkezindeki yerleşimi de azaltacak olan Kanalistanbul gibi alternatif bir güzergahın kullanıma açılmasıyla mümkün olabilir.
Böylece şu an ki haliyle tıpkı E-5, TEM gibi bir otobanı andıran boğaz, İstanbulluların su sporları yapacağı, yüzebileceği bir vahaya dönüşür.