Pegasus'ta çalışan bir kabin memuru, görevli olduğu uçak Hollanda'ya inince sığınma talebinde bulunmuş. Sosyal medya hesabından da şöyle satırlar paylaşmış:
"Hepinize merhaba, an itibari ile Türkiye'deki 27 yıllık hayatımı sonlandırıyorum. Ve iltica etmek için Hollanda topraklarına girmiş bulunmaktayım. Hayatım boyunca yaşamak istediğim bizi büyüten hep yanımızda olan devlete sığınmak adına buradayım... Köpeklerime iyi bakın; ara sıra ziyaretlerine gidin, benim yerime öpün, koklayın, sevin. Son olarak birazdan Havalimanı polisine teslim olup iltica kampına götürülmek üzere yola çıkacağım..."
Hep söylüyorum. Gitmek isteyenin yolu açık olsun.
Gidiyorum dediniz de "N'olur kal" diyen mi oldu?
Yerleşmek istediğiniz ülke kabul ettikçe nereye gideceğiniz paşa gönlünüze kalmış.
Peki o halde nedir bu iltica pozları? Yurtdışına çıkışın sıkı denetlendiği Kuzey Kore'den mi kaçıyorsunuz?
"Bu ülkede yaşanmaz abi ya" şımarıklığınıza uluslararası kılıf uydurmak için mi yalan söylüyorsunuz yoksa mayanız mı böyle?
Hepsini geçtim niye kendinizi rezil ediyorsunuz?
Kendi kendine film olan bu şaklabanın iltica talebini değerlendiren Hollandalı yetkililere bir Türkiye vatandaşı olarak sesleniyorum: Kırmayın bu arkadaşı, sığınma talebini kabul edin. Ne olacak ki? Hollandalıların elini sürmediği işlerden birinde kullanabilirsiniz. En fazla işsizlik maaşı bağlarsınız. Dönüp gelir falan...
***
SUÇ, RUHSATSIZ SİLAHLARLA İŞLENİYOR
Esenyurt'ta bir tekel bayiinde kaydedilen ve hepimizin moralini bozan çatışma görüntüleri üzerine bireysel silahlanma konusu tartışılıyor.
Ancak sorunun ruhsatlı silahlardan kaynaklandığına dair aşırı yorumlar göze çarpıyor. Oysa Umut Vakfı'nın verilerine göre ateşli silahlarla işlenen suçların % 84'ünde ruhsatsız silah kullanılıyor.
Ruhsatlı silahların sınırlandırılmasının ruhsatsız silah sayısını artıracağı da akıldan çıkartılmamalı.
***
İMAMOĞLU KENDİLERİNDEN BİRİ
İmamoğlu, zamane Radikal 2'si Oksijen gazetesine bir makale yazmış
Orijinalini hatırlıyorsunuzdur... Pazar sabahları Aydın Doğan sponsorluğunda haybeye solculuk yapardı.
Şimdiki versiyonu da Cem Boyner'e Che Guevara muamelesi yapan İstanbul sermayesinin gözdesi. Gazeteyi reklam manyağı yapmış durumdalar.
Peki, aslen müteahhit olan Ekrem Bey'in Obama tadında cümleleri Oksijen'in beyaz Türk olmaya çalışan okur kitlesini ikna eder mi?
Eder.
Zira İmamoğlu kendilerinden biri...
***
MERAL HANIM HEPİMİZ ELEKTRİK FATURASI ÖDÜYORUZ
Meral Danış Beştaş, "DEDAŞ iktidarın zulüm aygıtı gibi çalışıyor. Güneydoğu kentlerine elektrik gitmiyor. Köylü perişan. Tarımı bitiriyorlar" demiş.
Yapmayın hanımefendi... Yıllarca PKK'nın saldırılarına, yapmayın tehditlerine direnip GAP'la, barajlarla bölge tarımını ve ekonomisini ayağa kaldırmaya çalışan devlet, insanlara zulmetmek için neden elektriği kessin?
Daha önce "Bölgede evlerin içindeki elektrik saatlerini yüksek direklere asmışlar. Öğrenciler mum ışığında ders çalışıyor" diyen siz değil miydiniz?
Bölgedeki kaçak elektrik sorununa kim itiraz edebilir?
Memlekette ekonomik sıkıntı çeken sadece çok oy aldığınız kentler, kasabalar mı?
Ayrıca bakın faturalarını tıkır tıkır ödeyen Ege kasabalarında da elektrik yok. Datça'da şurada burada insanlar, yoğun kullanımdan ötürü haftalardır yaz sıcağında elektriksiz.
Evet, evet bugün partililerinizin cirit attığı Akbel'in o taraflar.
PKK'nın da zaman zaman TC'ye vurmak için yaktığı ormanlar dersem kafanızda daha net canlanır.