Okullar açılıyor. Velilerin derdi, el yakan okul kıyafetleri. Kiminle konuşsam yakınıyor.
"Hani tek tip üniformalar kaldırılmıştı" diye soruyorum.
Konuya epey uzak olduğum için bilmiyormuşum... Meğer her okul yönetimi, öğrencilerin ne giyeceğine kendisi karar veriyormuş.
Veliler de kıyafetleri ancak belli mağazalardan alabiliyormuş. Bu durumda da satıcılar istedikleri fiyatı dayatabiliyorlarmış.
Ne var ki pek çok velinin çözüm için aklına gelen, zamanında bizlerin giydiği o çirkin kara önlüklere geri dönülmesi.
"Tek tip olsun, bizim olsun, aksi halde çocuklar marka yarışına girer" diyorlar.
Buyur buradan yak...
1
Dün Engin Ardıç, "Böyle saçma düzenleme olmaz. Forma, sivil okullarda 'kayıtsız şartsız' kaldırılmalıdır" dediği yazısında yaşanan kafa karışıklığını tek cümleyle özetliyordu:
"Türk usulü mazoşizm."
Tam olarak budur. Yahu bir kere kurtulmuşuz, niye çocukları yine kömür karası giysilere sokacağız?
Giyilecek altı üstü pantolon, şort, etek, tişört, kazak ya da hırka...
İlla okulun arması isteniyorsa da söküp takılan cırt cırtlı logolar üç kuruş beş para.
Ayrıca çocuklar sadece okulda mı başka çocukları görüyorlar? Özeneceklerse sokakta, televizyonda gördükleri çocukların kıyafetlerine de özenirler.
Ajitasyonun, ağlaklığın âlemi yok...
Öyle ya veliler, öğretmenler de çocuklara özentiliğin kötü bir şey olduğunu, gösteriş merakının, avanaklık ve görgüsüzlük olduğunu öğretiversinler bir zahmet.
Tabii kendileri öğrenmişlerse.
***
MUSTAFA BEY'İN GÜNDÜZ DÜŞLERİ
Cumhuriyet'ten Mustafa Balbay şöyle yazmış:
"Seçim gecesi Millet İttifakı'nın adayının kazanması büyük ölçüde kesinleşirse Bahçeli ne yapar? AKP'nin seçimi kaybetse bile iktidarı vermeme gibi bir yola sapabileceği endişeleri var ama bizim demokrasi birikimimiz her şeye karşın buna izin vermez. Tahminimiz o ki Bahçeli o gece, kritik bir anda örneğin 23.00 sıralarında şöyle bir açıklama yapabilir:
"Milletimizin teveccühü ortaya çıkmıştır. Buna saygı duymak gerekir!"
Tamamen gazetecilik açısından soruyorum... Şimdi bu nedir?
Dedikodulara, kahvehane muhabbetlerine kılıf diye giydirilen "kulis haber" desen o bile değil.
Balbay eskiden de Cumhuriyet'te heybesinden çıkardığı "Genç subaylar rahatsız" manşetleri atıp birilerini gaza getirmiş, kendisi de dahil bir sürü insanın başını belaya sokmuştu.
Acaba şimdi "Tahminimiz" falan diyerek nereleri kaşımaya çalışıyor?
***
ASIL KAYGILANMASI GEREKEN CUMHUR İTTİFAKI DEĞİL Mİ?
Amasya'da gençlerle bir araya Kılıçdaroğlu, "6 parti her sandığa birer kişi koyacağız; 'elektrik kesildi' filan olursa hemen sandığın üstüne oturacaksınız" demiş.
Seçmen ürkmesin diye 6'lı masayı mutfaktan dinleyen HDP'yi de katınca Millet İttifakı'nın sandık başında 7 görevlisi olacak.
AK Parti ve MHP'den oluşan Cumhur İttifakı'nın ise sadece iki gözetmeni...
Seçim zamanı elektrik kesilmesi vb. durumlarda kaygılanması gereken asıl Cumhur İttifakı.
Öyle ya, atılan her iftiranın aslında bir itiraf olduğuna defalarca şahit olmadık mı?