Millet pandemiyle uğraşırken,
kendi derdine düşmüşken bir de başımıza
darbe tartışması çıktı.
Dün herkes Ragıp Zarakolu'nun
"makus kaderden kaçış yok" isimli yazısını konuşuyordu.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un
tweetiyle haberdar
olduğumuz
makalede açıkça
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın akıbetinin darbe sonucu
asılarak idam edilen
Adnan Menderes gibi olacağı yazıyordu.
Bildiğiniz üzere bu gündemin fitilini ateşleyen
CHP yöneticilerinin son birkaç gündeki imaları oldu.
"Seçimle ya da
başka bir şekilde gidecekler" tehditleri savurdular...
Yakın tarihi darbelerle ve muhtıralarla dolu, sonuncusunu daha dört yıl önce atlatmış bir ülkede, iktidarın
"başka bir şekilde götürülmesinin" anlamı ne olabilir ki?
Sandıkla iş başına gelmiş ve önünde daha 3 yıl seçim olmayan iktidar küsüp, muhalefete "alın siz yönetin" diyecek değil ya?
Ee, öyleyse ne?
Devam edelim...
Oylarımızla kurduğumuz
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin adı da bir
anda dillerinde
"rejime" dönüştü?
Bizler bu terminolojiye, anayasaya göre kurulmuş hükümetleri "gayri meşru" ilan ederek devirme pratiklerinden fazlasıyla aşinayız.
Hayırdır?
Acaba ne fısıldandı da kulaklarına
"yine yeşillendiler fındık dalları gibi" dersiniz?
***
Belli ki sokağa çıkma yasağı kimi eşeklerin aklına karpuz kabuğu düşürmüş.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son konuşmalarında darbe tartışmasına göndermeler yapması da işin ciddi olduğunun bir göstergesi olmalı.
Suçlamaların hedefindeki muhalefetse, sözlerinin iktidar tarafından gündem değiştirmek için çarpıtıldığını iddia ediyor.
Ama yukarıdaki sorularımıza dair kendilerinden bir cevap alabilmiş değiliz.
Dün konuyla ilgili Hürriyet'ten
Abdülkadir Selvi'ye konuşan
Kemal Kılıçdaroğlu ise şunları söylüyordu:
"
Hiç kimse Cumhuriyet Halk Partisi'nde darbeyi savunmadı ve savunamaz da... Öyle bir kelimeye tahammülümüz
bile yoktur. Ne darbesi. Yok efendim. İma bile yok. Bu kadar gündeme taşınmasının nedeni, beceriksiz bir yönetim var, beceriksizliğini kamuoyunun gözünden kaçırmak için..."
***
Geçiniz...
Kılıçdaroğlu'nun söylediğinin aksine,
iktidar pandemi sürecinde içeride de dışarıda da tek kelimeyle göz dolduruyor. Bunun hakkını muhalif seçmen bile veriyor...
Dolayısıyla bu başarı tablosunun gölgelenmesi, dikkatlerin başka yerlere çevrilmesi olsa olsa süreçte hiçbir varlık göstermeyen ana muhalefetin arzusu olabilir.
Kaldı ki, "
CHP'de kimse darbeyi savunmadı, savunmaz" iddiası da tek kelimeyle
komik.
Ama yine de darbecilik tartışmalarında "mağdur" olduklarını düşünüyorlarsa kalkıp bu işi bir netliğe kavuşturmalılar.
Tam da bu günlerde çıkıp,
"darbenin her türlüsüne karşıyız" türünden saçmalıklara
başvurmadan basit ve herkesin anlayacağı
şekilde bir "sivil siyaset manifestosu" yayınlayabilirler
mesela.
Çok mu zor?
Tamam kabul ediyorum zor. Ama bu
Türkiye demokrasisi için küçük bir adım olsa da CHP için dev bir adım olacaktır.