İdlib'de 34 askerimizin şehit olduğu saldırı, Türkiye'nin Şam rejimine bölgedeki faaliyetlerine son vermesi için tanıdığı süre dolmadan hemen önce gerçekleşmişti.
Türk Silahlı Kuvvetleri de dün
"Bahar Kalkanı Harekâtı"nı başlattı. Milli
Savunma Bakanlığı,
rejim güçlerine şimdiden
ağır zayiat verdirildiği
açıkladı.
Bu kaçınılmaz olandı.
Zira Türkiye'nin İdlib'de geri adım atması, Kuzey Suriye'nin diğer noktalardaki varlığını da tehlikeye atardı.
Sanırım kimse, İdlib'den geri çekilmemiz halinde El Bab'da ya da Münbiç'de kalabileceğimizi söyleyemez.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan cumartesi günü yaptığı konuşmada bu tehlikeyi
bir adım daha ileri götürerek şöyle
tarif ediyordu:
"Bugün
Kamışlı'da Tel Abyad'da Cerablus'da Münbiç'de El Bab'da İdlib'de vermediğimiz savaşı Allah göstermesin yarın Şırnak'ta Hatay'da Gaziantep'te Şanlıurfa'da vermek zorunda kalırız. Karşımızdaki senaryonun
asıl hedefi Suriye değil, Türkiye'dir.
Suriye'de istediklerini alanlar
namlularını yarın Türkiye'ye çevireceklerdir."
***
Türkiye'nin egemen bir devlet olarak, kendisine yapılan saldırılara karşı
ordusunu etkili şekilde kullanabildiğini göstermesi hayati bir mesele.
Bu ülkenin, ilk hamlede parça parça edilen, vatandaşlarının yarısı mülteci konumu düşürülen
Suriye ya da Irak gibi kolay lokma olmadığı muhataplarımızın kafasına kazılmalı.
Çünkü sahada yoksanız diplomasi masasında da olamazsınız. En fazla Esad gibi kıyıda köşede dolaşırsınız.
Ankara bu mesajı ABD'nin ültimatomuna rağmen Fırat'ın doğusuna girerek daha önce Trump'a verdi. ABD Başkanı'nın Ekim 2019'da söyledikleri bunun en net kanıtı olsa gerek:
"Türkler öğle yemeğine çıkar gibi savaşa çıkıyor!" TSK'nın dünkü misillerinin ardından, 5
Mart'ta Moskova'da Erdoğan'la görüşecek
Putin'in de Türkiye'nin kararlığını bir kez
daha anladığından şüphe yok.
***
Türkiye dışarıda bu mücadeleyi verirken içeride yıllardır "ulusalcı" takılan bazı çevreler de diken üstünde.
İnternetteki
köşelerini gazetecilerden çok emekli generallere ayıran karanlık odalara bir göz atın... Eski
asker dediysek,
Türkçe'yi aksanlı konuşan NATO subayları işte.
Memleketteki siyasi ekonomik sıkıntıları aşsın diye zaman zaman
orduyu göreve çağıracak kadar ileri giden bu militaristler, dün TSK işini en iyi şekilde yapıp operasyonlar düzenlerken yine homurdanıyorlardı.
Bir yandan Rusya'nın tezlerini manşet manşet yayıyor... Diğer yandan da sahada işini yapan TSK'nın komuta kademesini
sivillerden sonra açıklama yaptıkları için akıllarınca aşağılıyorlardı.
Yırtınsınlar.
O günler geride kaldı.
Tüm enerjisini iç siyaset kanalize edip, namlusunu düşmana değil kendilerini var eden hakla çeviren o eski generallere ulaşılamıyor.
Alışacaklar.