Ulusalcı nutuklarıyla tanınan emekli
bir tuğgeneralin Suriye'deki terör operasyonu sürerken yaptığı şu değerlendirme dikkat çekiciydi:
"O bölgede radikal İslami örgütler olacağına iyi ilişkilerimizi geliştireceğimiz güçlü merkezi otoritenin egemen olduğu federatif bir yapı içerisinde Kürtler olsun daha iyi.
Laik yapısını da zaten biliyoruz PYD'nin."
Karanlık odalarda
millete yurtseverlik
dersi
veren generalimize şimdi kalkıp
PYDYPG'nin, PKK'nın Suriye kolu olduğunu hatırlatmak olmaz değil mi?
Ama niçin ölümlerden ölüm beğenir gibi, terör örgütleri arasında bir tercihte bulunmak zorundayız, anlayabilmiş değilim. İkisi de bölgede olmasın demek niçin bir alternatif olmuyor.
Ayrıca nasıl olup da bu arkadaşların
PKK'nın resmi söylemini açıkça savunur hale geldiklerini sormadan geçemeyiz sanırım.
Zira
Kürtlerin demokratik haklarının iadesine dair reformlara destek
veren benim gibi gazetecileri yıllarca
"bölücülükle" itham eden de bu
zihniyetin ta kendisiydi.
***
Aslında ortada yeni bir durum yok.
Zira 90'lardan beri süregelen PKK ile mücadelede bir arpa boyu yol alamamamız,
ulusalcılıktan geçinenlerin gerçekte hep kimin yanında durduklarının açık bir kanıtı.
Şimdi de Türkiye
PKK'yı gerçekten ve etkili şekilde vurmaya başlayınca
beslendikleri bataklık kuruyacak diye paniğe kapılıp açık
veriyorlar.
Çünkü iradelerini teslim ettikleri Batı da aynı telaşla insanlığın ortak birikimi olan ne kadar değer varsa ayaklar altına alıyor, çirkefleşiyor, deşifre oluyor...
Dizayn edeceği coğrafyaları daha rahat manipüle edebilmek için
"İslami terör" umacısını gösterip insanları "seküler teröre" razı etmeye çalışıyor.
Seküler olduktan sonra Sisi ya da Esad gibi diktatör olsanız da Mazlum Kobani gibi teröristliğiniz kırmızı bültenlerle tescillense de hiç sorun olmuyor...
Ne ABD ne Avrupa ne de bizim
Atatürkçülükle aldatan bir kısım ulusalcımız için.
***
Neyse ki zaman, yıllardır neye hizmet ettiğini anlattıklarımızın foyasını bir bir ortaya çıkartıyor.
Terörle mücadelenin bu kafa tarafından yürütüldüğü yıllarda
Türkiye bölünmediği için ne kadar şükretsek azdır.
Evet, geçti o günler.