Yerel seçimler nedeniyle siyasi gerginliğin yükseldiği 2019'unen anlamlı fotoğrafı dün Samsun'da verildi.
Atatürk'ün düşman işgaline karşıörgütlediği hareketin yola koyulduğu günolan 19 Mayıs 1919'un yüzüncü yıldönümündesiyasi yelpazenin her rengi yanyana geldi. OrtadaCumhurbaşkanıTayyip Erdoğan... Sağında MHP lideri Devlet Bahçeli, solunda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu... Herkes orada. Mustafa Destici (BBP), Önder Aksakal (DSP), Temel Karamollaoğlu (Saadet Partisi) ve Doğu Perinçek (Vatan Partisi.)
Ben, her meşru siyasi aktörün doğal olarak kabul etmesi gereken asgari müştereği net şekilde ilan eden bu kareyi sevdim.
Çünkü her devlet gibi, Türkiye'ninvaroluş mücadelesi de çözülmüş birproblem değil. 100 yıl önce cetvelleçizilen sınırların yeniden belirlenmeye çalışıldığıbir coğrafyanın tam orta yerindeyiz. Misak-ı Milli sınırları yine tartışma konusu.
Böyle bir konjönktürde seçmenler olarak, kentteki demokrasi oyununa katılan herkesten rengini muhafaza ederek bu sorumluluğa uygun davranmasını beklemek de hakkımız olsa gerek. Kareye girme medeniliği gösteren tüm siyasilerimizi tebrik ediyoruz.
***
Tabii ki verilen fotoğraftan hoşnut olmayanlar da var. Zıt ideolojilere mensup görünseler de bu kişilerin ortak bir noktaları var: "Atatürk takıntısı!"
Kimi İslamcılar, Mustafa Kemal'in düşmanişgaline karşı verilen topyekûn mücadeleninardından rejim değişikliğine gitmesinihatırlatıyorlar... Dışarıya karşıkazanılan zaferin içeride kaybedildiğinisöylüyorlar.
O dönemin kimi icraatlarının bugünün demokratik değerleri içinde kabul edilemeyeceği ortada. Ancak "bilançoya baktığımızda" bugün Cumhuriyetimizin o günleri fersah fersah aşıp 100 yıldır varlığını koruduğunu görüyoruz. Dolayısıyla o günlerdeki tercihlerin verimliliği tartışılabilir ancak son tahlilde genel olarak işe yaradıklarını söyleyebiliriz. Kısacası bu eski tartışma geleceğe dair çok da anlamlı bir etkinlik değil.
Yine bu arkadaşların simetrisinde yer alan bazı Kemalistler de Samsun'da kayda geçen kareden memnun değiller.
Onların takıntıları da bugün artık Türkiye'nin ortak değerlerinden olan Atatürk'ü o günlere hapsetmek... Kurtuluş savaşını asıl içeriye karşıverilen bir mücadele olarak görmek. Aradan geçen yüzyıla ve bizzatAtatürk'ün itirazlarına rağmen 1923perspektifini dondurulmuş bir ideolojiolarak bugün yeniden hayata geçirmeyeçalışmak.
Birbirinin değirmenine su taşıyan her iki yaklaşım da gerici değil mi?
***
Biraz da gülelim...
En ufak bir uzlaşı kırıntısına bile tahammül edemeyen, varlığını kavgaya kaosa borçlu olanların dünkü telaşında ortaya renkli görüntüler de çıktı.
Sizin favoriniz hangisiydi?
Ben en çok, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun tarihi 19 Mayıs fotoğrafına takmaya çalıştığı kulpa güldüm mesela...
HDP'nin CHP'deki eş milletvekili, "fotoğrafta niçin hiç kadın yok" diye söyleniyordu. Kadın kotasından CHP'ye girenMehmet Bekaroğlu'nun mutlaka kendisinebir cevabı olacaktır değil mi?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.