ABD'deki ara seçim, Trump ile Biden arasında adeta bir referanduma döndü. Dün yaptığı mitingde Trump, ABD'nin bu yönetimle komünist Küba'ya benzeyeceğini söyledi. Dahası, kendisinin gelecek seçimlerde başkan olacağını da açıkladı. Başkan Biden ise ülke gündemini değiştiren bir açıklamada bulunup "Cumhuriyetçiler Senato'yu kazanırsa beni azledeceklerini duydum. Ancak beni ne için suçlayacaklarını bilmiyorum" dedi.
Bugün gerçekleştirilecek seçimde Kongre ve Senato'daki dengelerin Cumhuriyetçiler lehine değişmesi bekleniyor. Bu süreçle birlikte birtakım yargı güçlerinin yön değiştireceği gibi askeri politikaların belirlendiği kurullarda da yeni isimler göreceğiz. Mesela başka ülkelere silah satışı için ABD'de Kongre onayı gerekiyor. Bütün ambargo kararları yine Kongre'den çıkıyor. Dolayısıyla bu seçim sonuçlarıyla, dünyayı 3. Dünya Savaşı eşiğine getiren "demokrat" Biden'ın, daha doğrusu onu idare eden küresel güçlerin etkisi azalmaya başlayacak.
Ukrayna'ya yapılan silah yardımının durması bekleniyor. Cumhuriyetçiler'in güçlenmesiyle birlikte Ukrayna'ya yapılan her silah yardımının aslında Ukraynalıları öldürdüğü ve ülkeyi parçaladığı konuşulmaya başlanacak. Bunun sinyalleri verilmeye başlandı bile.
ABD'deki Cumhuriyetçi veya "Patriot" diye anılan vatanseverler, Amerika'nın tüm dünyanın başına bela olarak aslında kendisini riske soktuğunu iddia ediyor. Tabii seçimde ne olursa olsun ABD her zaman bildiği politikalarına devam eder. Ancak bu kadar arsızlaşmış ve gerçek manada bir başkanı olmayan bir süper güç, tüm insanlık için tehlike olmaya başladı. En azından bu durumun değişmesi için bir ihtimal doğdu.
***
KILIÇDAROĞLU, BATI'DA İCAZET ARAMAYI SÜRDÜRÜYOR
İngiltere'deki seyahatini bitiren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, parti yönetimine seyahat hakkında bilgi verdi. ABD seyahati gibi İngiltere seyahati de tam bir muamma oldu. Bir dönem "tefeci" dediği İngiliz fon yöneticilerinin kapısını çaldı. Basına kapalı olduğu için kimlerle görüştüğü ve ne kadar ciddiye alındığı bilinmiyor. Kılıçdaroğlu önümüzdeki hafta da Berlin ve Hamburg'a gidecek. Fiili olarak dağılmış olan altılı masanın toplantısı da yapılmak üzere bekliyor. Aslına bakarsanız masanın diğer ayakları da bu durumdan rahatsız değil.
Kılıçdaroğlu muhtemelen altılı masadaki arkadaşlarına, "Bakın ben hem Amerika'dan hem İngiltere'den hem de Almanya'dan onay aldım. Bütün küresel güçler cumhurbaşkanlığı için beni destekliyor, dolayısıyla adaylık benim hakkımdır" demeye çalışıyor. Kılıçdaroğlu'nun bu hamlelerine masadaki diğer ortaklarının hangi Batı ülkelerini ziyaret ederek cevap vereceği ise siyasi kulislerin merak konusu.