Türkiye dünyanın en büyük doğalgaz merkezi oluyor
Erdoğan, "Akkuyu ile ilgili olarak sizin de ifade ettiğiniz gibi birinci türbininin önümüzdeki yılın ilk yarısında filan açılması dünyada farklı bir ses getirecektir" derken Sinop nükleer santralinin de Ruslarla yapılacağının işaretini verdi.
Erdoğan ayrıca, "Rusya tahıl ve gübresinin yine aynı şekilde Türkiye üzerinden söylediğiniz gibi az gelişmiş ülkelere naklini yapma konusunda kararlıyız" dedi. Bütün bu gelişmeler ve açıklamalar Erdoğan ile Putin'in tam manasıyla bir uzlaşma içerisinde olduğunun işareti.
En önemli açıklama ise enerji konusunda oldu. Putin'in dün enerji krizi yaşayan Avrupa'nın gündemine bomba gibi düşen "Türkiye'de büyük bir enerji merkezi kurabiliriz" şeklindeki sözleri görüşmede konuşuldu.
1.5 saat süren görüşmenin öncesinde Putin şu açıklamayı yaptı: "Gelecek sene mayıs ayında ilk yakıtı getirmeyi hedefliyoruz böylece yeni bir aşamaya girmiş olacağız. Türkiye en güvenli güzergâh haline geldi. Bu gaz boru hattını daha yoğun bir şekilde kullanmayı hedefliyoruz. Türkiye'yi dünyanın en büyük gaz merkezi yapmak istiyoruz."
Putin'in bu açıklamalarının ardından gözler Erdoğan'a çevrildi. Astana dönüşü uçakta mutlaka bu konuda bir değerlendirme yapacaktır. Ancak şunu tekrar etmekte fayda görüyorum. Türkiye'nin girişimleriyle açılan tahıl koridoruyla kıtlık tehlikesinin ucundan dönen Avrupa ülkeleri, tarihi bir enerji krizinden yine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın diplomatik hamleleri ile kurtulabilir.
Enerji konusundaki son gelişmeler Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir dönemin kapısını aralayabilir. Bu süreç mutlaka ABD ve AB'nin şımarık çocuğu Yunanistan ile Türkiye ilişkilerini de etkileyecektir. Süreci merakla takip etmeye devam ediyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan içeride vatandaşın bireysel taleplerine önemli çözümler getirirken, dış politikada başdöndürücü bir diplomasi trafiği yürütüyor. Peki ana muhalefet lideri ve 6'lı masanın Cumhurbaşkanı aday adayı Kılıçdaroğlu ne yapıyor dersiniz?
KILIÇDAROĞLU'NUN ABD'DEKİ KAYIP 8 SAATİ
Kılıçdaroğlu'nun ABD ziyaretindeki görüşme trafiğinden çok Boston ve Washington arasındaki kayıp 8 saati konuşuluyor. Uçak biletini yakan Kılıçdaroğlu, gazeteleri yanına almadan karayolu ile 8 saatlik bir gizemli yolculuk yapıyor.
"Gönül rahatlığıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açılışını yapmadığı bir otoyolda gezmek istemiştir" diyenler olduğu gibi kendini kasetle getirenlerle ABD'de gizlice sohbet etmek için bu yolu seçmiş olabileceğini söyleyenler de var.
İki gün önceki yazımda "Kılıçdaroğlu'nun ABD gezisinde programını kim yapıyor?" diye sormuştum. Bu sorunun cevabını dün dolaylı olarak arkadaşımız Mahmut Övür'den aldım.
Mahmut Övür, dünkü yazısında FETÖ'nün ABD imamı ve Eski Fatih Üniversitesi Rektörü firari Şerif Ali Tekalan ile Kılıçdaroğlu arasında bir görüşme yapıldığının altını çizdi. Kayıp 8 saatin sırrının bu olduğu iddia ediliyor. Okuyunca hiç şaşırmadım. Bu yazıdan sonra CHP tarafından bir açıklama ya da bir tepki bekliyordum ama hala bir ses seda yok. Kılıçdaroğlu'ndan da bu konuda henüz bir açıklama yapılmadı. Bu da kayıp 8 saati daha gizemli hale getiriyor. Kılıçdaroğlu sağ salim kaybolmadan gelmeyi başarırsa bu konuyu daha çok tartışırız.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Atatürkçüleri tasfiye etti, FETÖ’cüleri aday yaptı’ (15.04.2023)
- FETÖ ve PKK’nın adayı belli, sizin adayınız kim? (14.04.2023)
- CHP’den ‘PKK ile müzakere’ sözü (13.04.2023)
- Erdoğan arayı gittikçe açıyor (12.04.2023)
- Atatürk’ün kurduğu partide Atatürkçü aday yok (11.04.2023)
- Hesap uzmanı Kemal Bey’in tutmayan liste hesabı (10.04.2023)
- Seçim, yerliler ile küreselciler arasında geçecek (09.04.2023)
- Kemal Bey gerçeklikten kopuyor mu? (08.04.2023)
- Ortak liste kararı tesadüf mü, PKK’nın talimatı mı? (07.04.2023)
- Akşener mermileri PKK’nın yoldaşlarına fırlatmalıydı (06.04.2023)