Macron’un siyasete getirdiği cici çocuk üslubunu bize de taşıyabiliriz

Fransa'nın Macron'u genel grev yapan işçilere hitaben, "Noel'i kutlayan ailelere ayıp yapmayın. Grevi kesin" benzeri bir şeyler söylemiş. Hayatı ve siyaseti böyle çocukça söylemlere konu ettiğiniz zaman sadece gülünç olmaz mısınız?
Bir deneme
Diyelim ki tüm dünyanın siyasetçileri Macron'un bu çocukça üslubunu benimsediler. Mesela kendisini dünyanın kabadayısı zanneden ve yaptırımları ile herkesten haraç alabileceğini düşünen Amerika'ya neler söyleyebiliriz?
Amerika'yı uyarma
-Ey Amerika... Parasını ödediğimiz ve parçalarını ürettiğimiz halde F-35'leri bize vermeyerek, havacılığa heves eden çocuklarımızın şevklerini kırıyorsun. Ayrıca Rusya'dan gelen ve Avrupa ülkelerine giden boru hatlarını kullanacak ülkelere yaptırım uygulayarak, Putin'i de Merkel'i de çok üzüyorsun. Bu tür hatalı davranışları hiç olmazsa yılbaşı eğlenceleri bittikten sonra sergilesen daha iyi olmaz mıydı?
Bize uyarlamak
Macron üslubunda polemikleri bizim iç siyasetimize de taşıyabiliriz...
-Ey Kemal Kılıçdaroğlu... Sen ne dersen de ve ne yaparsan yap, Cumhurbaşkanı Kanal İstanbul'u yapacaktır. Bunu bilmene rağmen hala farklı şeyler söylemekten vazgeçmeyerek, AK Parti'lileri üzüyorsun. Bunca yenilmişliğine rağmen seni hala alternatif muhalefet lideri olarak gören Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı sinirlendirmekten ve üzmekten zevk mi alıyorsun?
Ve Sinan Aygün konusu
-Ey Sinan Aygün... Bir CHP'li olmana rağmen CHP'nin Ankara Belediye kadrosunu rüşvet istemekle suçlaman bizim siyasi geleneklerimize uyar mı? Senin yapman gereken gerçek ne olursa olsun bu durumda AK Parti'lileri suçlamandır. Bu şekilde CHP'lilerin yılbaşı eğlencelerine zehirli lokma doğramamış olurdun... Herkes yeniden İSKİ'yi falan hatırlamazdı.