TBMM yeniden açılırken özellikle CHP kendi kendini tahlil etmelidir

Türkiye Büyük Millet Meclisi 73 günlük aranın ardından 1 Ekim'de yani yarın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla açılıyor. TBMM'nin gündemindeki ilk madde "Yargı Reformu ve Strateji Belgesi" olarak bilinen değişiklik teklifi olacak. Meclis iç tüzüğü de TBMM'nin ikinci gündem maddesi... Buna göre Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine uygun yeni iç tüzük hazırlanacak.
Sadece kavga mı?
Bizler vatandaşlar olarak galiba TBMM'nin yaptıklarından çok bu Meclis'te yer alan kavgalarla daha çok ilgileniyoruz. Tabii ki bu hastalıklı bir yaklaşım... Çünkü demokratik sistemde muhalefetin varlığı, ne kavga ne de ak denilene kara demek anlamına gelir. Muhalefet iktidara bir alternatifin bulunması demektir. Yani demokrasi bir partiye veya bir kişiye endeksli çaresizlik değildir.
CHP'nin görevi
Ama ne yazık ki şu andaki ana muhalefet partisi olan ve Millet İttifakı'nın lideri konumunda bulunan CHP, üzerine düşen çok önemli görevin adeta farkında değildir. Özellikle dış siyasette bu bilinçsizliğin ne anlama geldiğini, CNN Türk'te Hakan Çelik'e konuşan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek şöyle yorumladı:
Perinçek konuştu
"-CHP benim gördüğüm kadarıyla Suriye sürecinin baltalayan bir rolü üstlenmiş durumda. CHP, ABD'nin Ortadoğu'daki mevzilenmesinin içinde yer alan bir siyaset izliyor... CHP, HDP'yi koruyor, PKK'yı koruyor, kayyum atandığında karşı çıkıyor, PKK hendeklere gömüldüğü zaman 'durun' diyor, Fırat Kalkanı olduğu zaman, Afrin'e girildiğinde 'Girmeyin' diyor."
CHP ve PKK
"-CHP, HDP ile tam bir ittifak kurdu. Bu 'ABD ile beraber olmak, ABD'nin güdümüne girmek' demek. ABD'nin bir numaralı planı adına Kürdistan dedikleri İkinci İsrail'i kurmak.... CHP Ege'de Yunanistan'ın yanında... Berlin'de HDP ile beraberler... Cumhuriyet Halk Partisi, HDP'leşti. Dolayısıyla PKK'laşıyor."
Öz eleştiri gereği
Perinçek'in CHP hakkında söylediklerini hafife almak mümkün değildir. TBMM'nin yeni çalışma dönemi öncesinde CHP'liler Perinçek'in eleştirilerini de değerlendirdikleri bir öz eleştiri yapabilirlerse, bu Türk demokrasisinin yararına olur. Çünkü kısır kavgalarla geçecek bir dönemin kimseye yararı olmaz.