'Gerçek farklı olabilir ama algı
her şeydir'...
Bunu iyi bilen ülkelerin, ilişkileri iyi
olmayan diğer ülkeleri -özellikle medya
aracılığıyla- gözden düşürmek için
fırsat kolladığı bir süreçten geçiyoruz!
...
Ülkeye kaçak yollardan girmiş Suriyeli
sığınmacıları -silahla tehdit edip- çoluk
çocuk yere yatırmış bir sadistin dehşet
görüntüleri önceki gün ekranlardaydı...
Bu garibanlardan ırkî ve dinî olarak da
nefret ettiğini söyleyen eli silahlı
'Irkçı Bulgar' bu işi sırf 'spor olsun
diye' yaptığını açıklıyordu sırıtarak!
Bakalım Bulgaristan, kamuoyunda
oluşan 'faşizan' görünümünü telafi
edebilmek için medya aracılığıyla ne
gibi bir algı operasyonuna başvuracak!
...
Macaristan'da, polisten kaçan
sığınmacılar arasında çocuğunun
elinden tutup koşmakta olan bir babaya
kameramanın çelme takıp düşürmesi
görüntüleri ekranlara geldiğinde, apar
topar kameraman işten atılmıştı...
Yoksa, bir kendini bilmez kameramanın
yaptığı 'gaddarlık' tüm Macar halkına
kaçınılmaz şekilde yansıyacaktı!
...
Ülkeye sığınanların mücevher ve
paralarına el koyacağını açıklayan
Danimarka, kendi polisinin Suriyeli bir
küçük sığınmacıyla ellerini çarpıştırıp
'çak' yaparken çekilen fotoğrafını
dünyaya yaymak suretiyle, hakkında
oluşan 'zalim' izleniminden kurtulma
çabasını halen sürdürmekte!
...
Ya, şimdi biz ne yapalım?
...
Suriye diktatöründen ve ülkede başıboş
dolaşan kanlı terör çetelerinden kaçan
Suriyeli sığınmacılara dünyada en çok
arka çıkan ülke Türkiye!
Kucağını 3 milyona yakın sığınmacıya
içtenlikle açıp onlara misafir konumu
sağlayan...
Huzurlu bir ortam, barınma, iaşe, giyim
kuşam, eğitim, sağlık giderleri için
bugüne kadar 10 milyar doların üstünde
harcama yapan ülke yine Türkiye!
Ve İzmir'de, insanlıktan nasibini
almamış bir seyyar satıcının Suriyeli
bir çocuğu kaldırıp hızla yere vurması,
bakalım bunca çabayı dünya gözünde
ne derece etkileyecek...
...
Hiç şüphe edilmesin ki, Türkiye
üzerinde hain emelleri olan ülkelerin
televizyonları, "İşte, Türkiye'de
sığınmacılara ve zavallı masum
bir çocuğa yapılan muamele" tarzı
yorumlarla bu görüntünün üzerinde
tepinecektir...
Belki de tüm emeklerimiz, tüm çabamız
sırf bu yüzden dünya insanları nezdinde
güme gidecektir!
...
Tıpkı, Cumhuriyet Gazetesi'nin
"DAEŞ'e silah gönderildiği" iması,
bunu pekiştiren manşeti ile yayınladığı
düzmece 'TIR haberi'nde olduğu gibi...
...
Bunlar sadece yasalarda yazdığı şekilde
sıradan birer suç olmayıp, ülkemizin
izlenimine ipotek koyan, 'Casusluk'
olarak adlandırılabilecek, ancak daha
doğru bir tespitle 'Vatana İhanet'
kapsamında değerlendirilmesi gereken
eylemlerdir!
...
Elbette, sığınmacı çocuğa eziyet eden o
kara kalpli seyyar satıcı bu hunharlığı,
bu suçunun yanı sıra, toplumun tümü,
Türkiye'nin itibarı bağlamında
uluslararası alanda haksız izlenime yol
açıp, 'bir çuval inciri berbat ettiği'
için de -ek olarak- hak ettiği ağır cezaya
çarptırılmak üzere tutuklanmalıdır...
...
Tutuklandığı için akrabalarının endişe
etmesine de fazla gerek yoktur, çünkü;
Nasıl olsa, Anayasa Mahkemesi bir
gerekçe uydurup, büyük ihtimalle
kendisini kısa süre içerisinde serbest
bıraktıracaktır!