Cumhuriyet kurulalı beri bir ayrışmadır
gidiyor. Ana sebep, kalıtsal bir hastalık
gibi kişiye doğuştan yapışıp ömür boyu
bırakmayan, 'yüksek dozda' ve 'ata
yadigarı' kapsamında koruma altına
alınan 'siyasi parti taraftarlığı'dır!
…
Herhangi bir siyasi partinin yandaşlığı
miras yoluyla sonraki kuşaklara intikal
etmekte, varisler de bu emaneti(!) öz
yapıları doğrultusunda çeşitli hırçınlık
tezahürleriyle muhafaza etmektedirler!
…
Toplumumuzun çok özelliğinden biri de
ifrat ile tefriti içselleştirememek, ölçüyü
hep aşmak, sürekli çok alt ya da çok üst
uç noktalarda gezinmektir! Örneğin;
Sevildi mi çılgınca sevilir, kara sevdaya
düşülür…
Bir kez nefret edildi mi, mantık kapıdan
kovulup dibine kadar edilir…
…
Bu yüzden birçok aile dağılmış…
Kafalar kırılmış, gözler çıkarılmış…
Cinayet işlenmiş, katliama girişilmiş...
Yılların dostlukları sırf bu hezeyanlı
ruh hâli nedeniyle bir anda yıkılabilmiş,
kanka geçinenler dahi birbirine düşman
kesilivermişlerdir!
…
Sorulduğunda hemen herkes 'fikir
ayrılıklarını doğal karşıladığını,
saygı göstermek gerektiğini' ifade
etmekle birlikte, yalandan arınmış
gerçek duygular bakımından durum
hiç de öyle değildir!
Hatta...
Farklı fikirlere-partilere mensup
kişilerin geçmişte ve bugün için de,
sahibi kendi fikir çerçevelerine uyan
dükkanlardan alışveriş etmeye çalıştığı,
kendileriyle benzer siyasi görüştekilerin
devam ettiği kahvehanelere takıldıkları,
kendilerinden farklı görüşler taşıdığını
bildikleri kişilerden -irdelemeye bile
gerek görmeden- hiç hazzetmedikleri,
hatta bir anlamda düşman belledikleri
alışılageldik bir sosyal gerçektir!
…
'Ayrışma'ya yol açan, politik alanda
karşılıklı tahammülsüzlüğü getiren bu
davranış ve bakış alışkanlığının terk
edilmesinin vakti artık gelmiştir…
Kişinin olgunlaşmaya gayret etmesinin
yanı sıra, sürekli politik tartışma yapma
zemininin yaşam içindeki gerekliliğinin
de giderek azalması lâzım gelmektedir!
…
'Devlet Başkanlığı'na geçişin önemli
bir getirisi de, miadını dolduran ve artık
iyiden iyiye sulanan parlamenter
sistemin tedavülden kaldırılması ile
ülke yönetiminin çok daha hızlı işleyişe
kavuşturulacak olmasının yanı sıra,
partisel çekişmelerin de eski önemini
giderek yitireceği gerçeğidir!
İlkinde salt çoğunluğu alabilen olmazsa
iki aday ikinci tura kalacak, bunlardan
elbette biri seçimi kazanacak…
Ülkenin idaresini, kendi belirleyeceği
kabinesi aracılığıyla yürütecektir...
…
Parlamento yasalar çıkarmaya, bütçeyi
tespit etmeye devam edecek, hükümeti
her yönden denetleme yetkisini elinde
bulundurmayı da sürdürecektir…
…
Ancak, idare erki 'Başkan'da olacağı
için…
Göz önündeki icraat objesi 'Başkan'
olacağı için…
Tüm eleştiri ya da memnuniyet okları
'Başkan'a yönelecek, partisel
çekişmeler de politik kavgalar da bu
suretle yaygınlığını kısa sürede doğal
olarak yitirecektir!
…
Başkan'ın icraatlarından memnun
kalınırsa bir dönem daha başa
getirilecek...
Kalınmazsa, bir sonraki seçimde
toplum tarafından defteri dürülecektir!
…
Amerika'da Cumhuriyetçi Parti Genel
Başkanı ya da Demokrat Parti Genel
Başkanının kim olduğunu ben dâhil
aramızda bilen kesinlikle yoktur…
Herhangi bir Amerikan vatandaşının da
bu konuda bilgili olduğunu hiç mi hiç
sanmam...
Ama hepiniz gibi benim de malûmum;
ABD Başkanı 'Obama'dır...
Sistemin bir güzelliği de işte buradadır!
(NOT: Bu yazıda, sağlam vatandaş ile
çürük, hain karakterler yan yana
getirilmekten kaçınılmış, bu tip bir
ayrışma, konuya dâhil edilmemiştir!)