Fırsatları Yok Değil!
Ekranda izliyoruz;
CHP Genel Başkanını da...
MHP Genel Başkanını da...
HDP Eş Başkanlarını da...
...
Sonuncuları, söylemlerinde hainlik
mertebesinde dile getirdikleri ifadeler
yüzünden konu dışı tutmak sanırım en
iyisi!
...
İlk ikisinin durumları ise tek kelimeyle
'perişan!'...
Yeni söylemler bulmakta zorlandıkları
o kadar aşikar ki, kem-küm etmeden
tamamlayabildikleri tek cümleleri yok...
İçimde bir acıma hissinin kabardığını
itiraf etmeliyim!
...
Aslında suç kendilerinde değil belki de!
Eski, başarısız hükümetler döneminde
elbette herkesin sızlanmaları, eleştirileri
olur, muhalefet bunları dile getirir ve
ciddi sayılabilecek oranlarda oy alırdı...
Dolayısıyla seçim sonrası koalisyonlar
kurulur, ülke de ite-kaka bir yerlere
varmaya ya da hiç olmazsa durum idare
edilmeye çalışılırdı!
...
Son on üç yılda ardı ardına yapılan
reformlar, ekonomide kaydedilen
gelişmeler, ülkede sağlanan ilerlemeler
sayesinde bu kısır döngü ortadan kalktı!
Memlekette eksik olarak görülebilecek
atılımların sayısı neredeyse sıfıra imlâ
oldu...
...
Cumhurbaşkanımızın iç ve dış
politikaya ilişkin her tahmini doğru
çıktı, önceden önlem alındı...
Her eksiklik, o'nun sağladığı ivme ile
kısa süre içerisinde giderildi...
Yatırımlar-icraatlar baş döndürücü hızla
sırayla ve olması lâzım geldiği şekliyle
yerine getirildi...
...
Tüm bunların nasıl olup da bu kadar
hızla gerçekleştirildiği, finansmanının
sorunsuzca nasıl olup da halledildiği
konusunu, eski dönemleri de bilen bu
toplum hala tam olarak adlandırabilmiş
değildir!
Bunun ikna edici tam açıklamasını
yapabilecek bir ekonomist ya da
sosyologun ülkede henüz yetişmediği
kanaatinde olduğumu da eklemeliyim...
...
Örneğin, dış etkilerle çıkarılmaya
çalışılan ancak toplumun çok azının
itibar etmesi sonucu sabun köpüğü gibi
sönen kaynamaları hariç tutarsak, bunca
değişim sürecine toplumun sağladığı
uyumu eski dönem atmosferlerinde
hayal etmek bile mümkün olamazdı...
...
Her türlü siyasi tarafgirliğin ötesinde şu
rahatça söylenebilir;
Demek ki, toplumumuz bu tür yenilikçi
atılımlara, eşitçiliğe, insan haklarındaki
yükselmeye, kalkınmaya, ilerlemeye
zaten susamış bulunuyordu...
Tek eksik, bunları gerçekleştirebilecek
bir hükümetin, parlamento yapısının
ortaya çıkmasıydı!
Ve...
AK Parti ve Tayyip Erdoğan
siyasete damgasını vurdu, 'dön babam
dön' dönemi kapandı, 'fasit daire' kırıldı
tüm sorun çözümlenmiş oldu...
...
Böyle bir ortamda...
Muhalefetin çaresizliğini anlamak daha
bir mümkün hâle gelmiştir!
Ne yeni bir başkan...
Ne yeni bir söylem-yeni vaatler...
Ne de yeni projeler, mevcut hükümetin
önüne geçebilmeye artık yetmez!
...
Hepsi bizim olan ve bu memleket için
halisane düşünceler içinde
bulunduklarından şüphe etmememiz
gereken muhalefet partilerimizin bu
çaresizliklerinden üzüntü duymamak elde değildir! Oysa, önlerinde 'hiç bir
fırsat yok da değildir!'...
...
Zaten gündemde olan, günün gerekliliği
hâline gelen 'Devlet Başkanlığı'
sistemine geçişi desteklemeleri hâlinde
hem Türkiye'nin önünü açmış olurlar,
hem yeni siyasi konjonktür içerisinde
konumlanmaları kendilerine çok daha
alternatifli duruş olanağı sunmuş olur...
...
Denetimde güçlenmiş bir meclis, halkın
önünde bir 'Devlet Başkanı' ve abuk
subukluktan kurtulmuş bir muhalefet
tablosu herkesin arzusu durumundadır!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bazıları bakan olmasa da hizmetleri ve kişilikleri ile hatırlanır (03.07.2018)
- Allahaısmarladık! (01.09.2016)
- Lâğım Kokuları! (28.08.2016)
- Dua ile... (27.08.2016)
- Gördüler...(!) (21.08.2016)
- ‘HIZIR’ mıydı? (20.08.2016)
- Dışarıdaki 1 Dolarlıklar! (14.08.2016)
- Cumhur ve Başkanı... (13.08.2016)
- Yepyeni Kapı! (07.08.2016)
- FETÖ’cü Anatomisi! (06.08.2016)