Adını Koyalım!

Doğmuş...

Hatta serpilmiş...

Serpilmekle de kalmamış büyümüş,

topluma karışmış, herkesin yakından

bildiği bir sima hâline bile gelmiş...

Ama kendisine nasıl seslenileceği hala

belli değil!

...

Niçin?

Çünkü henüz 'adı konulmamış'...

...

Örneğin, başka kişiyle evli iken bir

başkası ile yaşam sürdürürler ve biz de

magazin haberlerinde sıkça duyardık;

'Seviyeli bir birliktelik

yaşıyorlar'...

...

Oysa bu fiili durumun hukuksal tanımı

'Zina' idi, oldukça yaygındı ve yasal

olarak da suç kapsamında bulunuyordu!

...

Yasa değiştirildi, 'zina' suç olmaktan

çıkarıldı...

...

TRT dışında hiçbir televizyon yayınına

Anayasada geçit yoktu...

Ama çanak anten icat edildi, uydudan

yapılan tüm dünya televizyonlarının

izlenmesi imkân dâhiline girdi...

Her evde bir çanak anten kurulmaya,

her tür yayın izlenmeye başlamıştı ve

herkese ceza kesmek de mümkün

değildi!

Yasak maddesi ister istemez kaldırıldı!

...

Fiili durum-çağın gerekleri, yasa

değişikliği zorunluluğuna her zaman

damgasını vurmaktadır!

...

Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti

Genel Başkanı ve Başbakanımızdı...

Cumhurbaşkanlığı seçimi için, AK Parti

tarafından görkemli bir törenle aday

gösterildi...

Toplum tüm bunları bilerek sandığa

gidip oy kullandı!

...

CHP'li-MHP'li-HDP'li adaylar

karşısında, ilk turda, rekor oyla seçildi...

...

Ömrü uzun olsun, Allah başımızdan

eksik etmesin, tamam da...

Kendisinin siyasi kanaatleri hakkında

şüpheye düşebilecek tek kişi var mıdır

aramızda?

...

Örneğin, oy gizlidir, eyvallah!

Peki,1 Kasım seçiminde nereye oy

vermiştir sorusuna tereddütle yaklaşan

bulunur mu şu koca memlekette?

...

Ya, Anayasada yazan 'tarafsızlığı?'...

...

'Tarafsızdır' elbette...

...

Ne 'işçi' karşısında 'işvereni'...

Ne 'işveren' karşısında 'işçiyi'...

Ne 'sağlık sistemi' karşısında

'ulaştırma' sistemini...

Ne 'turizm' karşısında 'sanayi

atılımlarını' körü körüne ve sürekli

tek yanlı destekler!

...

Vatandaş hangi görüşten, hangi inanç

grubundan, hangi etnik kökenden olursa

olsun aralarında elbet fark gözetmez...

Bu bağlamda da elbette 'tarafsızdır'...

...

Ancak...

Ülkenin çıkarları söz konusu olduğu

takdirde bu çıkarları gözeteceği, kesin

hatlarıyla anında 'taraf' hâline

gelivereceği de şüphesizdir!

...

Cumhurbaşkanımız her daim;

'Vatandaştan' taraftır...

'Ülke çıkarından' taraftır...

'Demokrasinin tam işleyişinden'

taraftır!

...

Hangi siyasi partiyi tuttuğu...

Hangi düşünceleri taşıdığı...

Hâli-tavrı-huyu-meşrebi-kanaatleri...

Memleketi nerelerden alıp nerelere

getirdiği tüm toplumca bilinmektedir!

...

'Cumhurun (halkın) Başıdır'...

'Cumhurbaşkanımızdır'...

...

Bu aşamada geriye tek, fiili durumun

'adının konması' kalmıştır...

...

'Partili Cumhurbaşkanı'...

Ya da,

'Partili Devlet Başkanı'...

...

Artık bunu da 'referandum'da bizler

hallediveririz, olur-biter!