MEHMET AKARCA

İki Şey Sonsuzdur!

Herhangi bir Hükümet…

Ülkeye yaptığı hizmetler, görkemli

yatırımlar, kazandırdığı dev eserler

konu edilmek suretiyle eleştirilemez!

Ancak;

Yerine getirmediği vaatler, çözüm

bulamadığı sorunlar, memlekete kat

ettiremediği mesafe, yaşattığı kriz

ortamları nedeniyle tenkidi hak eder!

Eski dönem hükümetlerini;

Bütçeyi büyütemedikleri…

Ekonomik kriz yaşattıkları…

Ülkenin önünü açamadıkları…

Fakirliğe çözüm bulamadıkları…

Piyasayı yokluğa-kıtlığa boğdukları…

Sürekli borçlanıp geri ödeyemedikleri

için eleştirmek gayet doğaldır!

Ayrıca;

Memleketi kalkındıramadıkları…

Metroyu yıllarca geciktirdikleri…

Yolları bir türlü düzeltemedikleri…

Şehirleri modernize edemedikleri…

Sağlıkta sorunları gideremedikleri…

Eğitimde doğru sistem kuramadıkları…

Ulaşımda atılım yapamadıkları için de

tenkit etmek normaldir!

Çalışana güvence getiremedikleri…

İnsan hakları açılımına gitmedikleri…

Din ve Vicdan hürriyeti umurlarında

olmadığı için de eleştiri mümkündür,

hatta elzemdir!

Ancak…

Niye köprü yaptın?

Niye baraj kurdun?

Niye elektrik bağladın?

Vesayetleri niye kaldırdın?

Yıllanmış sorunları niye çözdün?

Üniversitelerin sayısını niye artırdın?

Ülkeyi niçin havaalanlarıyla donattın?

Kadına giyim serbestîsini niye tanıdın?

Toplum arasında farklılığı niçin ortadan

kaldırdın, topluma bunca özgürlüğü ve

gelir artışını niye getirdin diye hükümet

tenkit edilmez!

Tabii, kendini bilen, demokrasiyi

ruhunda özümlemiş, kültürlü-mantıklı,

izan sahibi kişiler için bunlar geçerlidir!

Bağlandığı yerde otlayan…

Çevresine at gözlüğüyle bakan…

Dünya gelişmelerini takip etmeyen…

Ülkedeki atılımın farkına varamayan…

Statükocu yapısını bir türlü kıramayan

toplum kesimleri-gruplar-partiler ise…

Bazı kötü kaynana örneklerinde olduğu

gibi, sadece ve sadece, her şeyi ama her

şeyi eleştirir dururlar!

'Sen olsan ne yapardın?' sorusuna

bunların verebileceği yanıtları yoktur!

Kuru-sıkı sallar, sıkıştıklarında da iftira

atarlar!

Haset dolu, yan gelir yayılırlar koltukta;

'Adalet Sarayı' yapanı eleştirirler!

'Belediye Sarayı' yapanı eleştirirler!

'Başkanlık Sarayı' yapanı eleştirirler!

Toplum zihnini bulandırmaya çalışırlar!

'Son bir kez niçin ikaz etmediniz,

Devletin sıcak-merhametli yüzünü

niçin göstermediniz' denmesin diye

'Çözüm Süreci' getirilir…

Süreç devam ederken pısar kalırlar,

sonu kötüye çıkınca veryansın ederler!

Irak-Suriye karışır, müsebbibi sanki

Türkiye imiş gibi, dış politikayı tenkide

girişirler…

Tavşan pisliği gibi kokmaz-bulaşmaz

olmayı da marifet bellerler!

Albert Einstein şöyle demiş;

'Sadece iki şey sonsuzdur,

evren ve insan ahmaklığı!'…

Ve eklemiş;

'İlkinden pek de emin değilim!'…

Bunca algı operasyonu arasında bize

düşen de sadece, doğru ile eğriyi

birbirinden zekice ayırt edebilmektir!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.