Seçim sonrası Güneydoğuya gelen
yabancı gazeteci sayısı hayli arttı!
Ya da şöyle diyelim;
Boynunda asılı fotoğraf makinesi
veya elinde kamerası ile karşıdan
bakıldığında basınla ilintili olduğu
izlenimi veren bir dolu 'turist' kılıklı
kişi bölgeye akın etti!
Patlama nerede, bu tipler yani yabancı
medya anında orada!
...
Sanki...
Bombanın ne zaman ve hangi adreste
patlayacağını önceden haber almışlar!
Belli ki...
Teröristle ortak mesai içerisindeler…
...
Bilirsiniz işte...
Bunlar, Türkiye'nin yükselmesinin
önüne takoz koymak için var güçleriyle
çalışan dost(!) ülkelerin provokatörleri
ve böylelikle 'Casus Gazeteci'
kavramını da istihbarat alanına yeni bir
uygulama olarak yerleştirmiş oldular!
...
Bundan böyle; 'Böyle!'...
'James Bond' gitti, silah yerine basın
kartı taşıyan 'casuslar' geldi!
...
'Gezi olayları'nda...
'17-25 Aralık Darbe Girişimi'nde...
'MİT Tırları' provokasyonunda ve
hepsini saymaya kalksak sayfamızın
yetmeyeceği...
Toplumların yanlış yönlendirilmesini
sağlamaya dönük 'düzmece haber'
girişimlerinin ardında 'iç ve dış basın'
olduğunu artık bilmeyen de kalmadı!
...
Yabancı gazetecilerin Türkiye'de yoğun
casusluk faaliyeti yürüttüklerini ifade
ederken şunu belirtmeden geçmeyelim;
...
Bizdeki 'Medya'da da…
Hem de ezici çoğunlukla...
Hep aynı 'hainlere' rast gelindi!
Bundan kırk yıl önce öyleydi...
Eh! bir parça değişmekle birlikte
bugün de durum pek farklı değildir!
...
O yıllarda…
'Rauf Tamer' ağabey, bu hain
kafalara isim de takmıştı;
'O Kafa!'…
...
Tüm dönemlerde bu kategori içerisinde
yer alanlara 'iğrenç' gözüyle baktım...
Zaten 'O Kafa!' da, beni hiçbir zaman
kendisinden farz etmedi!
...
'O Kafa!'nın kuralları basit-yalındı:
Menfaat varsa: 'Hükümet iyi'...
Menfaat yoksa: 'Hükümet kötü'...
...
'Hınk demiş, birbirlerinin
burnundan düşmüş' gibilerdi;
Patron da gazeteci de; 'O Kafa!'…
…
Dolayısıyla 'O Medya'; 'O Kafa!'…
Peki, ya Alternatif Medya?
...
O da, yok denecek kadar zayıftı…
Öndeki gemi(!) belirlerdi güzergâhı!
Diğerlerinin tüm çabası bu rotayı
değiştirmede doğal olarak başarılı
olamazdı! Bilmelisiniz ki;
Yeni yeni berabere kalınmaya başlandı!
...
Cemiyetler ya da barlarda…
Altın kaplama sigara tabakasından,
fukaranın içtiği ucuz sigarasını çıkarıp
yakan, dudaklarını örten sararmış kalın
bıyıklarına damlalar takarak karaborsa
viski'yi efkârlı ifadelerle yudumlayan!
Sonra da kalkıp fakir edebiyatı yapan,
'hain ruhlu züppeler' vardı!
Dumanlı kafalarıyla ülkeyi nasıl
kurtaracaklarını(!) tartışırlardı...
...
Bugün bile her kesimde revaçtadırlar!
Aslında 'O Kafa'dırlar da...
'Bu Kafa'ymış gibi yazarlar!
...
İşlerine geldiğinde terörü dahi öven,
Devlete bile karikatürle hakaret eden
bu hainlerin maskesini düşürüp
cakalarını bozana, 'O Kafa!'ları kırıp,
nifak kalelerini ardı ardına yıkana...
Bu yüzden, içten içte alkış tutarım!
...
'O Kafa!'ların attığı iftiralar yüzünden
'öbür tarafta' ne olacaklarını iyi
bilirim de...
'Bu tarafta' düştükleri durum da
hoşuma gitmiyor değil;
Doğduklarında gördüklerini bunca yıl
sonra tekrar gördüklerini yada görecek
olmalarını gördüğümde!