Bu seçimde...
AK Parti'nin yüzde dokuz oyu eksildi!
...
AK Parti'nin 'tek başına iktidarı' terk
etmesine yol açan bu seçmenlerinin;
'Nasıl olsa seçimi yine bizim
parti kazanır, bu kez de şunlara
verelim bakalım...' aymazlığı
içinde oy kullandıkları kesin gibi!
...
Bu oylardan yüzde üç küsurunun
MHP'ye, yüzde ikisinin HDP'ye,
yüzde ikisinin CHP'ye, yüzde birinin
de FP'ne gittiği varsayılabilir!
...
Ancak ortaya çıkan bir başka gerçek
de, bu maceraperest seçmenin tamamı
olmasa da büyük bölümünün, seçimin
ertesi günü, ettiğine nadim olduğudur!
Bu bir oy dalgalanmasıdır ve iki gün
sonra jetonlar tam düştüğü vakit sular
eski durumuna dönüp durulmuş...
Ama ne yazık ki 'iş işten geçmiş'tir!
...
HDP'nin normal şartlarda oyu yüzde
yediler civarında iken, CHP'den
devşirilen yüzde dört ve AK Partili
seçmenden gelen yüzde iki ile toplam
oyları yüzde on üç'e yükselmiştir...
'Emanet oyların' farkında olan
Demirtaş da yanardönerlik sergileyen
bu gruba, bu yüzden teşekkür etmiştir!
...
HDP'nin, barajı aşamayacağı yolunda
yoğun propagandanın etkisiyle oyunu
yükseltmesi MHP'ye de her yönden
oy kaymaları getirmiş, partiyi yüzde
on üç'ten, on altılara sıçratmıştır!
...
Verdiğimiz oranlar elbette gerçeği
tamı tamına yansıtmıyor olabilir...
Ama çok uçuk olduğu da söylenemez!
'Üç aşağı-beş yukarı'dır...
...
Velhasıl, dış ülkelerin-medyanın çok
yoğun propagandası-partilerin reklâm
savaşları içinde seçmenin kafası iyice
karışmış, çapkınlığın taktiği gibi 'bir
kereden bir şey olmaz' sloganının
sürekli tekrarlanıp etkili olmasıyla da
adeta bir seçim oyunu oynanmıştır!
...
Sonuçlar toplumun gerçek kanaatini
yansıtmaktan uzak kalmış, gönülden
geçen değil, ürkünç bir 'Gulyabani'
ortaya çıkmış, durumu toparlayıp
memleket yararına neticeye varmak
doğal olarak son derece zorlaşmıştır!
'Koalisyon kurmak' basit bir iş
sanılmamalıdır, örneğin 'turşu
kurmaya' pek benzememektedir!
...
Kurulmaya çalışılsa zor...
Kurulmaya çalışılmasa zor...
Kurulsa yola devam edilmesi zor...
Koalisyon bozulmaya kalkılsa zordur!
Kaybedilen sürenin telafisi ise yoktur!
...
Yaşamın içinde de zaman zaman
benzer açmazlar yaşanır şüphesiz!
Meselâ, sanat müziğinde, biçare
(çaresiz) âşıkların durumlarını dile
getiren çok sayıda şarkı vardır;
...
'Gitmek mi zor-kalmak mı zor...
O sabahı gel bana sor!'
...
'Gözü gel gel-kaşı olmaz diyecek!
Bu kadın sevilecek-sevilecek ama
sevmeyecek...
Gözü gel gel-kaşı olmaz diyecek!'
...
Velhasıl-ı kelâm...
Madem sonuçlar gerçek kanaatleri
yansıtmamaktadır, o hâlde seçimlerin
tekrarı en risksiz-en temiz-vicdanları
en rahatlatıcı çözüm olacaktır!
Farklı sonuç çıkarsa ne âlâ...
Benzer sonuç çıkarsa, o zaman da
'demek ki, toplumun net kanısı
buymuş' denir, tereddütsüz sineye
çekilir, gereken işlem yerine getirilir!
...
'Nişanlılık' bile bunun için vardır...
Çünkü evlilikte iki-üç çocuktan sonra
ayrılmak büyük sorunlara yol açar!
...
Koalisyon çalışmaları konusunda da...
Yarın ve birkaç günlük temaslarla
'uyum sağlaması' ve 'samimiyet
kontrolü' yapılabileceğini sanmak,
'havanda su dövmek' demektir!
...
Bu duruma da uygun şarkı vardır;
Bırak boş kalsın elim,
Yol yakınken dönelim…
Arkadaşım ol yeter,
Böylesi daha güzel…