İnanması zor ama...
Daha beş yaşındayken senfoni yazan,
klasik müzik alanında gelmiş-geçmiş
en büyük yetenek, besteci Mozart,
Viyana'da öldüğünde henüz otuz altı
yaşındaydı! (1791)
Yağmurlu bir gündü...
...
Cenazesine sadece altı kişi katıldı!
Tabutunu biraz taşıyıp, az ilerideki
dilenci mezarlığının bir köşesine
bırakıverdikleri rivayet edilir!
Mezarı bilinmiyor...
...
Bir diğerine geçelim...
Resmin birçok devi gibi
Rembrandt da fakir yaşadı,
fakir öldü! (1669)
...
Sağlığında tabloları satılmıyor, arada
bir alan çıksa da bu parayla bir öğün
yemeği ancak karşılayabiliyordu…
Ölümünün üzerinden geçen üç-buçuk
asırdan sonra, küçücük bir tablosu bile
bugün milyon dolarlara çok rahat alıcı
buluyor!
Mezarı bilinmiyor…
...
Bizde de hayranı olduğumuz pek çok
sanatçı yoksulluk-sefalet-dışlanmışlık
içinde can verdi!
...
Kimi yaşarken takdir görmedi, kimi
ya faşist-ya komünist-ya da bölücü
olarak yaftalandı...
Kimi de ölümüne yıpratıldı, kulplar
takıldı, maddi-manevi sömürüldü,
ülkeden sürüldü veya zindanlarda
çürütüldü!
...
Memlekete hizmet eden pek çok
siyaset adamı da benzer akıbete
uğradı...
…
Menderes kalkınmaya ivmeyi verdi,
idam edildi!
ODTÜ'yü o kurmuştu. Bunca yıldır
üniversitedeki kuruluş törenlerinde
adını rahmetle anan bile olmamıştır!
...
Özal kalkınmayı başlattı, ne iftiradan,
ne hakaretten, ne suikastlardan başını
alamadı!
Boğaz'a birinci köprüyü Demirel
yaptırmıştı, ikinciyi de Özal...
Bilmem geçerken yad eden var mı!
...
Bizler;
Seçtiğimizi darbe yapıp devireni
alkışladığımız da oldu...
İki anahtar vaadine, bize onca hizmet
edeni bir çırpıda satıverdiğimiz de!
...
Sözü son seçime getirmek niyetinde
değilim ancak insanoğlu'nun jetonu
ne yazık ki geç düşüyor!
...
Şiir boşa yazılmamış;
Selvi gibi ümitler döndü şimdi
iğdeye...
Geçti Bor'un pazarı, sür eşeği
Niğde'ye!
...
Sanatçıya gereken değeri vermezsek...
Memlekete gerçekten hizmet edeni
bile fark etmekten aciz kalırsak...
Didişmeyi pek sever, nankörlük eder,
dedikodu ile yatar kalkarsak...
Korkarım 'Niğde pazarını' dahi
kaçıracağız demektir!
...
Şu satırları okuyan siz 'Politikacı'
olsa idiniz, toplumun bu vefasızlık
damarını bile bile onlara hizmet için
canınızı dişinize takar mıydınız?
...
Farz edin ki 'Başbakan' oldunuz;
Amerika'nın-Avrupa'nın yapamadığını
diyelim başardınız, sağlık sistemini
imrenilecek bir seviyeye getirdiniz...
Sanayiyi canlandırdınız, hazineyi
döviz-altın doldurdunuz...
Üniversiteler-hava limanları-yollar
yaptınız, ışıldayan raylar döşediniz,
modern bir memleket inşa ettiniz...
Fukaranın elinden tuttunuz, 'vicdan
hürriyeti' dediniz, insan yerine bile
konmayana 'insanlık onurunu' iade
ettiniz...
...
Sonra, varsayalım ki gün geldi,
"N'olmuş Yani" diyiverdiler...
Memleketi zora düşürmeyi bile göze
alarak -bir küçük bölüm de olsa- yüz
çeviriverdiler!
...
Son seçimi kastetmediğimi söyledim,
yine de elbet 'yorum size ait'...