İstidat, liyakat, sadakat, hitabet!
Maşallah…
Liderlik için 'her bir vasf-ı câmî' idi!
(Tüm meziyetleri üzerinde toplamıştı)
…
Kulislerde kulağımıza çalınan tek
endişe, çoğu profesörde rast gelinen,
'karar verme aşamasında türlü konular
üzerinde yeterli inceleme yapılmamış
olabileceği' tereddüdü kaynaklı 'kılı
kırk yarma' güdüsü ve bunun sonucu
olarak da âni-seri-kararlı duruşta zaaf
gösterme ihtimali olarak özetlenebilir!
…
Yoksa…
Memleket meselelerine hâkimiyeti,
siyasi formasyonu, parti ilkelerini
sindirmişliği, sadakati, tecrübesi,
önderlik etmede kifayeti, kıyafeti,
hitabetteki becerisi zaten malûm idi…
Şükür ki,
'aranan kan bulunmuştu!'…
…
Elbette…
Aşağıda oturup hatibi dinlemekle
kürsüde olmak arasındaki farkın
telafisi ancak tecrübeyle mümkündür!
Yine de bu süreçte, önceki üslubun iyi
tahlil edilmesi, toplumun alkış tuttuğu
değer yargılarının iyi analizi ve sonuç
olarak salt kelimeler itibariyle yazıdan
dışarı, ama tabiri caizse 'dinsizin
hakkından imansız gelir'
özdeyişinden esinlenilmesi de şarttır!
…
Yıllar boyu, mazlumların-haklıların
üstüne sert, kaba, iğrenç, galiz üslupla
saldıranların layık oldukları türden
yanıt almadıklarında daha da taşkınlık
gösterdikleri, çıkardıkları vaveyla ile
toplumda farklı seslerin duyulmasının
önüne perde çekmeye çalıştıkları da
bilindik-alışılageldik bir vakıadır…
…
Top'a top ile…
Tüfeğe tüfekle…
Bomba'ya bomba ile mukabele
edilmeliydi!
Ancak kibar-nahif-zarif kişiliklerin
bu arsızlara mecburen de olsa benzer
şiddette karşılık veremeyebilecekleri
hususu da bir başka endişe kaynağını
oluşturuyor gibiydi…
…
Görünen o ki…
Kimi zaman uhrevi, kimi zaman tatlı,
yumuşak, kiminde kültür neşreden,
hayranlık uyandıran, kiminde ise
gerektiğinde gerekli cevabı yapıştıran
üsluba adapte olunmuş, tüm endişeler
de geride kalmıştır…
…
Tereddüt ileri sürenlerin aklına
gelmeyen, pek hesaba katılmayan da;
'Kır atın yanında duran
ya huyundan ya suyundan'
özdeyişidir!
…
Gelmiş geçmiş en iyi hatibin en
yakınında bulunup, esinlenmemek
elbet mümkün değildir…
Muhalefet 'gemi azıya aldığında'
ağzının payı verilip haddi bildirilmeli,
'edep kurallarını aşana' gereken
ayar çekilmelidir!
…
Başbakanımız Ahmet Davutoğlu,
haddi de bildirmeye, ayarı da pek
güzel vermeye çoktan başlamıştır…
Tercihteki isabet kendini göstermiş,
eksik kalmamış…
Çok şükür ki Yüce Allah bu milletin
yüzüne yine bakmıştır!
…
Zaten…
Yeni Türkiye'nin mimarı
Cumhurbaşkanımız ile eserleri
kaldığı yerden devam ettirecek
Başbakanımızın doğum günlerinin
aynı güne denk gelmesi bile bir
mübarek emare değil de nedir?
…
Tabii kalp gözü açık olup, görebilene!