Villasının penceresinden, kar altında kristal bir masal dekoruna dönüşen bahçeyi seyrediyor, diğer yandan da aklından, akşam yemeği için aşçıya hangi yemekleri yapması için talimat vermesi lâzım geldiğini geçiriyordu!
Gayet sağlıklı olmasına rağmen canı hiçbir şey çekmiyor, gönül gezdiriyor, aklına, şöyle ağzının suyunu akıtacak cinsten bir yemek adı ne yazık ki bir türlü gelmiyordu…
Bu yüzden mutsuzdu!
Asık bir çehreyle, sıcacık salondaki maroken koltuğundan bahçede kar yağışı sonrası oluşan mucizeye boş ve elemli gözlerle bakıp duruyordu…
…
Ailecek, eski-muhtaçlık içerisindeki günlerinden bugünlere ulaşmışlardı…
Ama nedendir bilinmez, 'mutsuzdu' işte…
…
Yukarıda hâlet-i ruhiyesini anlatmaya çalıştığım kişi her kimse, durumunu halk arasında tarifleyen en yerinde deyim; 'Buldu da Bunuyor'dur…
…
'Şükretmeyi bilmediği' kesindir!
'Sevinç yoksunluğu her yanını sarmış hâle geldiği' de aşikârdır!
…
Doğrusunu isterseniz -benzetmek gibi olmasın ama- bu toplumda da benzer psikolojik belirtileri görmek mümkün!
…
Demokrasi alanında olsun!
Vatandaşlık haklarında olsun!
Güçlenen Ülke anlamında olsun!
Yükselen Devlet bakımından olsun!
Neyi konu alırsak alalım…
Ne tarafa bakarsak bakalım…
Hangi rakamı incelersek inceleyelim,
Türkiye'nin son dönemlerde kat ettiği mucizevî yükseliş apaçık ortadadır!
Yine de…
Gelişmeleri oylarıyla destekleyen
'AK Ruhlu' çoğunluk bile, sevincini tam olarak gösterememe çekingenliği içerisindedir!
…
Peki, niçin böyledir?
…
Sebep, işi-gücü huzuru bozmak olan, kaos özlemli, tek yön bakışlı, tek loba sahip beyinli bazı kişi ve grupların, dedikodu-iftira zemininde sürekli yaygara kopararak halkı tedirgin etmelerinden başka bir şey değildir…
…
Toplum ayrıştı…
İran'a döneceğiz…
Darbe gelmek üzere…
Ekonomik Kriz kapıda…
Bu ve benzeri söylemleri yıllardır eder dururlar ve hiç de bıkmaz usanmazlar!
Dedikleri zuhur etmeyince de hiç ama hiç utanmazlar, bunların ar damarları doğuştan yırtıktır çünkü!
…
Başka ülkelerde olsa halkın düğün, bayram edeceği, sokaklara dökülüp kutlayacağı başarılar Türkiye'de gerçekleştiğinde, 'dur bakalım…'
şeklindeki temkinli bekleyiş havasının sohbet ortamlarına hâkim olması da tamamen bunlar yüzündendir!
…
Benzin ucuzlar, 'tısss!'…
Doğalgaza zam gelmez, 'tısss!'…
Çözüm Süreci mutlu sona yaklaşır, dünyanın en büyük havaalanı inşa hâlindedir, raylı sistemli dünyanın en uzun köprüsü bitmeye yaklaşır, Asya ile Avrupa denizin dibinden birbiriyle buluşur, yetmez bir de ikincisi yapılır, kriz teğet geçer, ihracat-büyüme rekor kırar, enflasyon tek haneye iner, hızlı
tren milyonları taşır, metrolar çoğalır, hastanede kuyruk derdi biter, yine de; 'tısss!'…
…
Şunu hatırlamalıyız;
Eskiden bu 'tısss!' sesi sadece su akmayan musluklardan gelirdi!
Ve o uzun yıllar süren, suyun bile yoksunluğunun çekildiği dönemlerde, yönetim, bugün her yapılan atılımı karalamaya çalışan, toplumsal sevinci, moralleri yerle bir eden bu beceriksiz, çapsız çığırtkanların elindeydi…
Bunlar, memleketin iliğini emerler, halka taş devri yaşatırlar, kendileri de salondan karlı havada kristal bir masal dekoruna dönüşen bahçeyi, o gün de mutsuz bakışlarla seyrederlerdi!
…
Çünkü onlar, şükürden yoksun, her daim 'Kara Ruhlu' zavallılardır!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.