Ahmet Özer, kent uzlaşısı ve CHP
AK Parti AB yanlısı olduğunda veya ABD'yle ilişkileri normalken CHP karşıydı. Ne zaman AK Parti, "AB bizi 50 yıldır kapısında bekletip oyalıyor" deyince ve ABD'yle itiraz edince en ateşli ABD ve AB yanlısı parti CHP oldu.
Uzun yıllar F Tipi diyerek mücadele ettiği Fetullahçılar devleti kuşatıp operasyon yapacak noktaya gelince, daha doğrusu FETÖ olunca CHP onlara da sahip çıktı, kol kanat gerdi.
Basit ama çarpıcıydı, "katillikle suçladığı" bir siyasi aktörü bile "bilge adam" mertebesine yükseltti.
CHP'nin tek ölçüsü AK Parti karşıtlığıydı.
Bu açıdan en tehlikeli ve siyaseti zehirleyen hamlelerini de Kürt meselesiyle ilgili adımlarda gördük. AK Parti ne zaman Kürt açılımında bulunsa CHP en sert muhalefeti yaptı. Kürtçe televizyonun açılmasına bile destek vermedi. Hatta çözüm süreçlerine gönülsüz destek veren dönemin HDP'siyle açık açık kavga etti. Ne zaman ki çözüm süreçleri başarısız oldu, CHP hemen devreye girdi ve HDP-DEM partilerine oy verme dâhil her türlü desteği verdi.
Bir kez olsun HDP ve DEM partilerinin "PKK'yla ilişkisini" sorgulamadı. Aynı şekilde ABD emperyalizminin Suriye'de silahlandırdığı PKK-YPG meselesine de itiraz etmedi.
Bu tabloyu uzatmak mümkün. CHP özellikle son 15 yılda Türkiye'nin başına bela olan bütün sorunları karşısında hep aynı şekilde tarihin yanlış yerinde durdu. İlk kez Özgür Özel normalleşme siyaseti ve Bahçeli'nin Öcalan çıkışı sonrası bunu değiştirme cesareti gösterdi ama bu da uzun sürmedi. Baksanıza önceki gün tutuklanan İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer olayı, CHP'yi bir kez daha tarihin yanlış yerinde durmaya sürükledi.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE
Dünyada ve çevremizde olup bitenler bir yana, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin küresel güç merkezlerini bile şoke eden tarihi çıkışının tartışıldığı bir zaman diliminde cumhuriyeti kurmakla övünen CHP, siyasetini Esenyurt ölçeğine sıkıştırmış durumda. Olayın buralara varacağı zaten belliydi. Bunu en iyi bilen de DEM'e yön veren Kandil aklıydı.
Seçim öncesi defalarca yazdım, bütün hikâye DEM'in yanında CHP'yi de sokağa çekmekti. Kent uzlaşısı tam da buydu. Kayyum meselesini büyük şehirlere taşımak... CHP ve en önemlisi de Ekrem İmamoğlu buna bile bile razı oldu. Aksi halde DEM o kadar oyunu Meral Danış Beştaş dururken İmamoğlu'na verdirmezdi. Bu bir tuzaktı ve CHP bu tuzağa düştü. Dikkat edin, Bahçeli'nin çıkışına KCK olumlu cevap verirken, ne hikmetse DEM tam tersi bir cevap veriyordu. Burada yeni bir oyun kurulduğu çok açık.
Koca CHP, şimdi o oyunun bir parçası olarak Ahmet Özer için sokağa iniyor ve DEM'le aynı safta gösteri yapıyor. İktidara yürüme ihtimali olan bir parti için bundan daha vahim bir pozisyon olamaz.
Başkan Erdoğan'ın, "Bu Cumhuriyet, Türk'ün de Kürt'ün de Cumhuriyet'idir" çağrısını yaptığı, MHP Lideri Bahçeli'nin de çıtayı en yükseğe koyduğu bir siyasal zeminde, CHP kendisini "küçük ve marjinal siyasete" mahkûm ediyor. Birilerinin kurgu yapmasına gerek yok.
Bu gerçeği görmeyip, zamanlama manidar ya da İmamoğlu'nun önü kesiliyor gibi Saraçhane medyası aklıyla siyaset yapanların dönüp önce "kent uzlaşısı" tuzağına, sonra da Türkiye'nin önüne koyduğu bölgeyi de kapsayan "Terörsüz Türkiye" hedefine iyi bakması gerekiyor.
CHP küçük hesaplarla büyük fotoğrafı ıskalıyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Özel’e CHP grubunda isyan (03.11.2024)
- ‘Türk Kürt’süz, Kürt de Türk’süz yaşayamaz’ (02.11.2024)
- Ahmet Özer, kent uzlaşısı ve CHP (01.11.2024)
- Türk ve Kürt Yüzyılı (31.10.2024)
- DEM’in ‘kardeşlik’ çağrısına cevabı (29.10.2024)
- Bahçeli, kimlerin uykusunu kaçırdı? (27.10.2024)
- Öcalan ve DEM Parti ‘riske’ girebilecek mi? (25.10.2024)
- Bahçeli’nin çıkışı ve küresel terör saldırısı (24.10.2024)
- FETÖ elebaşı Gülen’in ölümü sonrası neler olur? (22.10.2024)
- FETÖ’nün ‘Amon rahipleri’ (20.10.2024)