CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin ilk yerel seçimlerindeki başarısından sonra yaptığı "makul" konuşmayla sadece CHPbaronlarını değil herkesi şaşırttı. Sanki CHP'de sadece kişiler değil, siyasetin de değişeceğine dair güçlü bir sinyal verdi.
Özellikle de verdiği "üç söz" siyasi gözlemcilerin dikkatini çekti. Hatta, "Acaba yeni bir lider mi doğuyor?" dedirtti. "Siyasette normalleşme,erken seçim istememe ve yurtdışındaTürkiye siyaseti izleme..."
Çok değil üzerinden sadece üç ay geçti. Peki geriye ne kaldı?
AK Parti'yle başlattığı "normalleşme"siyasetini, bizzat muhatabını "suçörgütü" ilan ederek yerle bir etti.
Erken seçim meselesinde de durum farklı değil. İlk günlerde coşkuyla konuşuyordu: "Ben, ana muhalefet lideriolarak seçimde verdiğim söze bağlıyımve bir erken seçim çağrım yok."
Sonra daha da ileri gidiyor ve seçmene "teminat" verdiğini söylüyordu: "Ben fırsatçılık yapacak değilim.Onlara şu teminatı verdim: Bubir yerel seçim. 'Yerel yönetici seçiyorsunuzve iktidara yerelden dengekurun' dedim. Ertesi gün 'Gördünüzmü bak, hükümet değişmeli' derseko seçmeni kandırmış olurum. Dürüstdavranmak lazım."
Gördüğünüz gibi bu açıklamalar klasik bir CHP'li açıklamaları değildi. Ama uzun sürmedi. Özgür Özel ancak iki ay dayanabildi. Şimdi her konuşmasında, "BenÖzgür Özel olarak erken seçim istiyorum" demeye başladı.
Daha önce, "Özel liderlik sınavınıgeçemedi" diye yazmıştım. Üstelik siyasitarihinin en büyük sınavına henüz çıkamamışken.Sırada; "Türkiye siyaseti"dediği dış politika ve DEM Parti ile ilişkilervar.
Artık parti içi iktidar savaşı korkusuyla mı yoksa bir süre "demokrat siyasetçi" rolünü oynaması mı istendi bilemem ama Özel'in kısa sürede çark etmesi, siyasi yolculuğunda çok da "Özgür" olmadığını gösterdi.
ERKEN SEÇİM KAVRAMI
Yazıyı şu hatırlatmayla bitirelim: Türkiye 2018'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçti. Sistemin eksikliği ve eleştirilebilir yanları olabilir ama bu sistemde "erken seçim" diye bir kavram yok. Muhalefet geçen 5 yıllık dönemde eski parlamenter sistem mantığıyla her altı ayda bir erken seçim istedi ama olmadı. Özgür Özel buradan bile bir ders çıkarmamış ki aynı şeyi yapmaya başladı. Önceki gün Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum da bu tartışmalara katıldı ve Türkiye'de erken seçim tartışmalarının neden gerçekçi olmadığını bir kez daha açıkladı:
"Türkiye'de hangi olağanüstü veistisnai durumlar oluşmuştur ki yaCumhurbaşkanı veya Meclis seçimlerinyenilenmesi kararını versinveya bu ihtimal gerçekçi bir seçenekolsun.
İki gerekçe ileri sürülüyor: Birincisi yerel seçim sonuçları, ikincisi küresel ekonomik krizin Türkiye'ye etkileri. Yerel seçimlerde halkın verdiği mesajın bir iktidar değişikliği talebi olarak okunması asla mümkün değildir. Halk 10 ay önce aynı ekonomik şartlara hatta deprem felaketiyle birlikte daha da ağırlaşan koşullara rağmen Cumhurbaşkanı Recep TayyipErdoğan'a ve Cumhur İttifakı'na güvenini ve desteğini net olarak ortaya koydu.
Meclis çoğunluğunu Cumhur İttifakı aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da ikinci turda yüzde 52'den fazla oyla seçildi. Yerel seçimlerde ise halkın ekonomikşartlara yönelik bir mesaj verdiğigenel kabul görüyor. Öyleysehalkın beklentisi bir erken seçimdeğil ekonomik şartların düzeltilmesidir.Halkın beklentisi; iktidarınekonomik sorunların çözümüyönünde icraat yapması, muhalefetinde bu icraatlara destek vermesidir.Bu durumda 'erken seçim' tartışması2028'e kadar olağanüstü şartlar veistisnai durumlar oluşmadığı sürece gerçekçibir tartışma değildir."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.